Hısımsız devrikliğin, isimsiz ailelerine uzanan yolun, sonu. Baştan aşağıya toz, aşağıdan yukarıya toprak. Kil, duman...
Amansız rüzgarın bakışıyla, havaya savruluyorlar, apansız bir hakarete maruz kaldıklarında, susuyorlar.
Sanki hiç rüzgarla buluşmamış gibi, geldikleri gibi gidiyorlar.
Güneşli bir karanlığın ortasında, orasında ya da burasında çamurlaşan bayat mı bayat ahmaklığa,
Parçalı bulutlu günlerden demet sunuluyor anca.
Kabul eden de, ettiren de, yeminsiz aşka, ardında saklandığı akla...
Gittikçe dramatik, lirik ve epik bir hâl alan, dudak arasından bırakılınca birkaç yalan,
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Devamını Oku
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta