Geçenlerde bir türkü söyledim,
Öyle içten,öyle derin
Ve haykırdım sırf senin için,
Nerdesin?
Kaç kutup ayısıyla
Sevdim seni;
Buzun sıcaklığı,
Ateşin soğukluğunda.
Tanıdım sende;
Gandhi'nin zalimliği,
Hayat denen şu masada
Ağzına kadar doldurulmuş
Bir kadeh şaraptım,
Her bakan kendini görürdü
O zamanlar;
Kimisine günah,
İsmi doğmadan konulmuş
Şımarık bir kız çocuğusun,
Her gece bir avuç yıldız serpiyorsun
Odamın camına
Ve topluyorsun onları
Hiç çekinmeden.
Hayat bir savaştı
Onun için
Ve herkes
Yenmesi kolay bir düşmandı
Yıllar sonra
Tüm düşmanlarını
Penceresi bir manzaraya bakan
İki ayrı odada yaşamak senle,
Yaşlanmak...
Yaşanmışlıktan öte,
Var olmanın hükmüyle
İnan bana benim suçum değildi;
Belki buğday sarısı saçların,
Belki gülüşün,
Ya da sana dokunduğumda hissettiklerim…
Uyuyamamakta olabilir,
Ağlamak beklide.
Kocaman bir bebek
Konmuş bir beşiğe
Sallanıyor;
Tıngır,mıngır...
Ninnisiz bebek uyur mu?
Her gün biraz daha
Yaklaşıyorum aşka
Ve bir o kadar da
Uzaklaşıyorum ondan!
Yolda,
Paylaşmak ne güzel şey;
Bir parça ekmeği,
Bir yudum çayı
Ve dostluğu.
Anadolu'da günlükçüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!