MUT VE UMUT
Nasıl şeyse mut denilen o nimet,
Yaşamadım doya, doya ben onu
Yaşayanlar hep etse de onu medh,
Bana daim muğlâk kaldı bu konu.
Mut’ta bile doğsa eğer bir kişi,
Hak etmezse hasret kalırmış ona
Döner ise lehe sınav gidişi
Onu tatmak kalır imiş en sona.
Değil ise kul atiden umutlu,
Nasıl uğrar sürur onun ruhuna?
Olmak için gerçekten de kul mutlu,
Olmalıdır umut elbet ruh ona.
Eşin yoksa seni fikren anlayan,
Nasıl gelsin mahzun kalbe o huzur?
Evlad yoksa sözlerini dinleyen,
De! Olmaz mı bunlar kalbe bir muzır?
Hayat sınav biliyorum velâkin;
Buna rağmen gönül muhtaç az mut’a
Olmam için şu hayatta ben sakin,
Sarılmam şart dört el ile umuda.
Her hadise moralimi bozarken,
Mümkün müdür pür-neşeyle yaşamam?
Akıl idrak olanlardan bi-zarken,
Elbette ki ful sevinçle coşamam.
Kalbi müthiş üzüyorken elemler,
Ağız elbet kahkahalar atamaz
Dert yazmaya yetemezken kalemler,
İnsan olan yatağında yatamaz.
Gülmek için sebep yokken ortada,
Nasıl yapar kişi bayram düğünü?
Cümle ümmet bocalarken vartada,
Mü’min olan gamla savar öğünü.
Vicdanımı eziyorken bin tasa,
Nasıl kalsın şuur buna bi-taraf?
Eğer etki etmiyorsa din nas’a,
De olmaz mı bi-taraflar bertaraf?
Terk olurken cümle kadim kıymetler,
Nasıl yanmaz elem ile de içim?
Yerlerini alır iken tüm bedler,
Kahrolmazsam ben o zaman bir hiçim.
Bir ayağım girmiş iken mezara,
Yaşamadım doya, doya hiç mut’u
Alıp ben de imtihanı nazara,
Verdim nefse “sabır!” diye komutu.
Cihat ŞAHİN
18.04.2021-İZMİR
Cihat Şahin
Kayıt Tarihi : 18.4.2021 10:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!