Muştuların Manşetindesin Şulenar

Varuben varlığımla gariban. Bu dünya gariplerin yeridir.

Çoktanlığın çakrasında buldum seni...Auraların açıktı.Renkli düşlerin emziğindeydi aşkın bebeksi ağzı. Tadıma kadar adın yetişmişti.Yetişkindi yetiştiklerimiz artık.
-Bitkin değildi, bitkisi gönlünde yetişen aşka alev filizin.

-Hezaren anların mezarı var sensizlik yerine.
Batıl inanç gibi gerçek olmayanı gerçek gibi düşünme..Batıl değil kalbimdeki sevda.Seni sevişim inancın gölgesinde..Kendine içsel mihrap gibi.Örtündüm içimde..Üşüyorum sensizliğe ki seninle hep sıcak kalsın her şeyim....

Yalnızlığın binlerce hayale gebe.Bir aşkı doğurmaya çok yakın t’anların var.
Ben seherine yakın, esintiler adılıyım.Senin yerine senin için yüreğimi seriyorum.
-Ve gün’eşim olarak doğuyorsun doğuşlara….Ve de dirilişimin muştularına muhabir oluyor varlığın.Gönlümün manşetini atıyor aşk ve gelecek…

-Seni sevmekten çok seviyorum….

Ehli dil ile ehli keyif arasında Arasatlarımı sorar gerçeğin de gerçeği. Bir gereğen ikliminde gergeflerini saklayan ürkek ceylanlı yazılmamış kaçışlara gelir susarım.
-Dil fakir..Aşk zengin.
Dil rüveyda, aşk sitare...

Dilimi ısır, sözcüklerimin tadına alışırsın. Dilimi ısır, sırlarımın dilini yazarsın . Dilime dolan, cümlelerim kitabına sığmazsın diye.

İffetinle defter ol izzeti nefsime.Nefsime yenilirsem de sevaptan sayılsın.Güzele bakmak sevap olduğu kadar güzelle erimek de büyük sevaptan sayılır. Batıl inanç gibi dursa da yüreğimin kitabına uydurdum çaktırmadan.

“Sözlerimiz dudak dudağa gelsin
öp beni okumak kadar, sevmek kadar”

Kasrı Efrasiyab kadar görkemli bir hal gibiyim.Viranlığımı sar, şirinliğinle.
Bade içmiş içimdeki çocuk. Mey dökülür damlalarınla.Sakın ağlama, ben sana sarhoş özlemler içerken.
-Saki ol, gezin yüreğimin meyhanesinde.Orada şarap yok, şarabı insan eden sevdan var.Gezin masamda.Meze olma.Ki zaten mezelik, ya da müzelik değil sevdan.Aslın kadar aşk, aşkın kadar asil tutku elmasısın.Değerine binalar kurdu sevgim.Son katındayım, yeşil gözlerinle mavi göğün arasında tanımsız bir hasret atlasım var.
-Kendi rengimdeyim. Hangi renkse bilemedim. Sevdikçe renkli bir dünyam akıyor, bu yüzden güleç dünyanın sınırındayım. Bu yüzden gül yüzündeki güleç anların takvimiyim gün be gün koparılıyorum sana..