Aynı taşta iki uç. Aynı taşın fısıldadığı muştu; duyabilirsen. Merhabayla, kör vedanın iksiri karşılaştı havada. Aynı buluta baktı, aynı vapura el salladı belki de. Öptü zamanı sesler, mevsimler ötesinden.
Tatlı bir rüzgâr esmişti başlarken. Havada renkli bir salınım vardı. Süt kadınla, yitik kahramanın şiiri bulaşmıştı taşlara. Asi kalıbına ne de çok öykü içinde öykü sığdırmıştı tılsımı.
Şimdi veda esiyor meridyeninde. Titreten aşk yelesi eskimiş. Eskimiş kırmızının hırkası. Brendi, beklemekten eprirken köhnemiş, aşkın çapraz uçları.
Derinmiş bakışlar. Yani, öyle demiş birisi. Amman ne gam, delmemiş ki gözbebeğini. Vurmamış oradan oraya serçeyi kafesinde. Serçe merçe de kalmamış hani. Kalmamış gebe şiirlerin spermi.
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,