Kapılar ardından onlarca kez sürgülenirken
Bir muştu
Her gece
Işıkları sönmüş bu şehirde
Elinde mum ışıkları
Bilmem kaç milyon içinde
İsmini bilmeden
Yüzünü görmeden
Sesini duymadan
Bir hayal ardına düşüp
Seni arar
Kaç ipsiz yolunu kesecek
Kaç nara sesi
Kulaklarında yankı bulacak
Her sokak başında
Ardına tik tak nakaratıyla
Kaç ayak sesi düşecek
Ve ensesinde
Vurulup yere düşmüş
Kanlar içinde çırpınan
Bir elinde sevdiğinin resmi
Bir elinde inandığı dava ülküsü
Yüreğinde kurtulmuş memleket
Korkmadan sevdasını haykıran
Dilinde özgürlük türküsü
Tut ellerini
Gözlerinin daldığı yerde gör kendini
Ve kesik buğulu nefesi
Yükselt içindeki haykıran sesi
Bu muştu sana
Uyandır gaflet uykusundan
Seni tutsak
Kendine uzak
Her güneş doğuşunda
Karanlıklara hapsolan cismini
Rahat döşek senin değil
Engin kayalıklar vatan sana
Benzemez düğünün kimseye
Yakıştırırlar sıkılmadan
Götürdü üç metre bez diye
Ama sen bilirsin ki
Götürdüklerin ta yücelerden
Azığın dolu ve sana yeter
Ve yine sen bilirsin ki
Bu muştu sana…
Kayıt Tarihi : 8.5.2010 19:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!