Su gibisin Arya
Ne yöne kıvrılsa toprak
Akıyorsun o yönde.
İçinde boş kalbin sancıları büyür.
Bulanırsın zamanla toprak yüzünde.
Bir parca ekmek uzatırım,
Şiir sancısı bekleyişinde
Serçe kuşunun çırpınması ölüdür.
Uzakta duruyor kuşların vakti.
Çocuk yüzler huzurlu.
Gözler dünyaya mühürlü.
Benim takatsızlığımda ise
Gün ile güneş buluşmadan
Bir rüya ile buluşamadım.
Yankısı o seslerin
Gökyüzü,
yüzüne okuduğum son duadır.
Gökyüzü,
Yüzündür son demimde baktığım,
Kendimi kandırdığım,
Olmayanın zemininde dolandığım.
Kuşlar geçiyor.
Deniz ufkunda matem…
Kızıla gömülüyor mavinin mahzunları.
Gökten yağarcasına
Kocaman
Ve yağmur kadar çok…
Her insan başına
Yarını aratmayacak
Bir ekmek
Zaman bende dönsün.
Sen olduğun gibi kal.
Şehirler bende yıkılsın,
Sende büyüsün çocuklar.
Zaman senden aksın
Beni götürsün.
I.
Melani dönüyor
İnsan ömrü kadar uzun gecede.
Kendi ağacına astığı son dileği
Yaşlı bir kadının ellerinde kaybediyor.
Sonra arıyor
Gözlüklerim ağır geliyor
Biraz sonra bir yusufçuk düşecek göl yüzüne.
Kanadındaki eski rüzgarların anisi silinecek
Belki malum ömrünün malum kaderidir, olan.
Şimdi de ağacın gölgesi ağır geliyor
Ağaç toprağa ağır geliyor.
Ben bir duman karasıyım
Kalay isteyen eski bir antikanın kenarında
Şişeler diziyorum ustanın nefesinden şekillenen.
Uçmaya kalkışmak delilik olacak.
Düşüyorum zaman sisi parçacıklarından.
Şarap kadehinin aynı dudak izinde yürümek başka bir delilik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!