Hiçbirşeyden habersiz
O küçük yavrucaklar,
O masum eller
Okşadı sevdi seni
Dün gece.
On parmağımda on hüner varmış
Çalışırmışım, sanatkarmışım,
Yaratıcıymışım ama,
Bir genç kızın kalbini
Anlayamazmışım ben.
Ayrılık hasreti bağrımı deldi oldu gayri
Yetim gibi büyüyor dört tane yavru
Sen orada ben burada birbirimizden ayrı
Günlerimiz nasıl geçecek bilemiyorum.
Osman'ım baba diye diye ağlıyor
Köşelerde durma öyle
Gel bizimle şarkı söyle.
Bu gam niye, keder niye?
Boş ver her şeye.
Çemberimiz, ipimiz var
İstanbul'un taşı toprağı altın, dediler
Kars elinden kalkıp geldi Erolcuk.
Arşınladı sokakları, dağı taşı aradı
Ya altın, ya gümüş, ya pul buldu Erolcuk.
Amcası, dayısı, arkadaşlarını buldu
İki Beyaz Kelebek gibiydiniz
1968 Yılında siz ikiniz...
Biriniz dikerdi en güzel giysileri,
Biriniz öğretirdi en güzel bilgileri.
40 Yıl sonra 2008 de yine
Ya hayattan tad alabildim
Ya bir gün yaşadım.
Bilmem günler nasıl geçmiş?
Bir de baktım ömür bitmiş.
Yıllar sonra sevgilim
İki yabancı gibi bakacak
Birbirimize gözlerimiz
Geride kalınca yaşadığımız çağ.
Sen yine Bedriye'sin
Mevsim sonbaharda
Uğradım parka.
Uçuyordu yapraklar
Solgun, havalarda.
Ağaçta duran yaprak
Bir tesadüfle tanıştık
Tatlı tatlı konuştuk
Ne de güzel anlaştık
İki sevgili gibi.
Her gün,her gün arar olduk
geçmiş kurban bayramınız kutlu olsun...ben yeşilyuva kasabasından öğrencin gamalı ömer AKSOY MSN:[email protected] eklerseniz sevinirim mustafa hocam