Şu sazımın tellerine
Vuram dedim vuramadım
Perdelere bin bir sual
Soram dedim soramadım
Ömrümün gençlik çağında
Deli gönül senin derdin biter mi?
Bahar değil, yaz da gelse kar olur.
Bu gidişle bülbüllerin öter mi?
Bağın viran, şeneltmesi zor olur.
Gülemezsin millet göbek atsada,
Yıkılmayan gururumu
Sen yıktın ya helal olsun
Çok değerli onurumu
Çiğnedin ya helal olsun
Tutsak ettin senelerce
Şu vatanın toprağına, taşına,
Yan bakanın gözlerine tükürün.
Bir yetimin ekmeğine aşına,
Saldıranın, yüzlerine tükürün.
Karanlığın ortasına gizlenen,
Yâr kızgın hançeri, almış eline,
Dayadım göğsümü, vur dedim, sustum.
Zulmünü huy etmiş tatlı diline,
Dil yarası derin, dur dedim, sustum.
Yıllarca tuz bastım, yaram gitmedi,
Bir zulmün içinde gecem, gündüzüm,
Ne yapsam nafile, çıkamıyorum.
Hoş görü diyerek bağlanır özüm,
Nemrut’a bir kurşun sıkamıyorum,
Şu zulmün putunu yıkamıyorum…
Bizde yürek var gardaşım
Taş Atana Gül Atarız
Dert içinde boğulsakda
Tek kendimizi yakarız
Bu taş benden sana gelsin
Yüreğine sevgileri nakışla,
Haset ile kararıp da, ölme dost!
Hakk verirse,şükür deyip alkışla,
Kibirlenip, büyüklenme, gülme dost!
Güzel huyla kalpden kalbe gezilir,
Bir bakışın beni yaktıda geçti
Gülüşün küllenmiş yaramı açtı
Deli gönül yine sevmeyi seçti
O masum yüzüne aşık oldum ben
Allah’ım ne tatlı yaratmış seni
Tükendi dermanım, artık yoruldum,
Adına, şiirler yazdım olmadı.
Kahrına bürünüp, çöle savruldum,
Kendime bir mezar kazdım olmadı.
Ne ecelim geldi, ne de sen geldin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!