Geçiyor üzerinde çocuklarla dolu bir vapur
Köpükleri öpercesine
Dalgaların sırtında
Güvertede koşuşturan küçücük ayaklar
Neşeli gülücükler rüzgarla uçup konmakta yüreğime
aşka şehre ve ayrılığa dair
bir uçtan bir uca senin cismin bu şehir
her arzusunda yitik bir düşün ağrısı
akşamında karşılarken sefayı
sabaha karşı sen gelirsin hep
yaraladım içimdeki aç hayvanı
terlemişti bir güzel yorgundu ve
en olmazından bir hikayeden çıkıp gelmiş gibiydi
hiç duymamıştım böyle bir rengi
sanki ışıktan bir tay gibi
Ne desem sen değilsin
Ne ağdalı dizeleri şairlerin
Ne de serçenin kanatlarına düşen
yağmur damlası
Nereye gitsem sen orda değilsin
gelsen bana
sormasan hiçbir şey
ben anlatmasam
sussak
otursan yanı başıma
açılıversen bir gül gibi
Hoş geldin kızım,
Deniz’im…
Beyaz güvercinim…
Canımın sıcağı,
Gözümün ışığı.
O gün hangi gündü hatırlamıyorum
Günlerden hangi gün
Ömrümden hangi zaman…
Akşamüstüydü bir evden çıktım
Ardın dek kapatıp kapıyı
Hangi evdi anlayamadan
uzak yollardı bana geldiğin
terli yorgun umutlu
bilmedin belki
ama bendim geldiğin
ben bekledim
düşledim imkansız olanı
Kapandım yine o karın ağrısına
Biliyorum
Buralarda kimse bulamaz beni
Çünkü korkuyorum
Çünkü yitirdim sesimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!