1998 yılının Ekim ayında, Konya'da doğdu. İlk ve orta öğretimini, Osman Gazi Ortaokulu'nda tamamladı. Lise eğitiminin ilk senesini Farabi Sağlık Meslek Lisesi hemşirelik bölümünde okuduktan sonra, Adil Karaağaç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi otomasyon bölümünde eğitimine devam etti ve buradan mezun oldu. Lisans eğitimini, Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünde tamamladı. Şiir, öykü ve deneme yazıları kaleme alan yazarın ilk kitabı, 2020 Kasım'da yayımlandı. O zamana kadar yazdığı toplu şiirlerden oluşa kitaba, Şita Peri ...
Senin yanında üşümek biraz güneşlidir
diken değil çiçek açar tüylerim.
Üfle ki rüzgâra dengesini yitirsin,
bağışla kuş kanatlarına tenini,
yerime gökyüzü sevinsin.
Yok gibiyim de nazarında,
Yanı başımda birileri susuyor
gündüz ve gece.
Kışın açan çiçekleri sevdim hep
sen ve berfu.
Ya birine dahi yaşar,
ya birine dâhil
Çürük şarap kokuları gölgeliyor
tenindeki kızıllığı.
Bayan Aysar,
göğsünün mahzeninde hiç hür olmaya çalışmadım.
Bir adı olmalıydı senin parmak uçlarının
hani bahar getirirdi, saçlarımın kırlarına.
Benden daha fazla tanıdığı hâlde, her gün Tanrı’ya senden söz
etmek...
Sen nasıl yaşıyorsun bilmiyorum ama ben böyle can çekişiyorum.
Keşke bir nefes daha seni yaşasam, sonrakini almam ki!
Ah, seni zamanın şu kirli ellerinden çalabilsem, bir daha saate
bakmam ki!
Beni en son sen tanıdın, şimdi herkes yaralarımı tanıyacak.
Konuşamadıklarımı, korktuklarımı, ağladıklarımı, yorulduklarımı..
Beni en son sen tanıdın, şimdi herkes senden sonrasını tanıyacak.
Keşke herkes tanısaydı da ben hiç tanımasaydım senden sonrasını.
Seni sevmek bir şarkının, hüznü bol nakaratı
Bitti sandığım her an şakaklarımda hissettim işitmenin acısını.
Beşer öldü
kırık kadehlerde sunulan
Ab-ı hayat sabıkalı.
Beşer öldü
tenini kendisi çizmedi
ressamı Tanrı,
Katedral görünce rahibe kesilen ruh misali kirli
ve bal siyahı
tablolarda sükûnet takınan renklerin dilidir.
Fahişeye darısını dileyen beyaz duvaklar yenebilir ancak kibrini.
Mağlup ayrıldığı savaşlar anısına
kılıcına saygısını yitiren süvariler gibi
Sonra uzaklara baktım
açık bıraktığın kapı aralığından.
Üç basamağı görünüyordu merdivenlerin
üçünden de düştüm oturduğum yerden.
Kemiklerim kırıldı
sen uyanmadın gürültüye.
Gündüzler lal değilse,
şu payidar telaşelerden.
Kanatları yok diye
tüm caddeler ruhlara esaret.
Kızıla çalan hürlüğün gökyüzü
öyle ürkmüşüz ki insandan
Canım,
canımın Anadolu’su
bırak sokaklarında dizlerim kanasın.
Canım,
canımın adaşı
bir tuğlanı esirgediğin bu hikâyede koca bir inşayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!