Kaçan balığın arkasından dövünen avcı gibi
Hayıflanarak bakarım, boşa geçen ömrüme
Sürgün gibi dolaşırım bir o yana bir bu yana
İmrenerek seyrederim uçuşlarını kuşların
Gün boyunca masa başında biriktirdiğim kederlerimi
Duygulara kement,
Hayata bağ,
Karanlığa göz;
Söylenebilecek
ilk ve son söz.
Ağır ol, kalıbını doldur
Sahiden bu, doğru yoldur
Akil ol;
Az konuş, öz konuş
Karakter ve huy mayada gizli
Vuslatı hasrete ekledik seninle
Kavuşmayı yıllarca bekledik.
Zamana ömür,
Hayale gönül verdik hoyratça.
Gün oldu, tam tükenmişken ümitlerimiz
Hayat bu, yaşamak bu
Hani tam da otuz yedi basamak şu
Ömür dedikleri akıyor, sanki bir yudum su
Belli ki daldığın son uyku bu.
Kimisi almış gitmiş başın
Kimisini kurtarmış gardaşın
Ademoğlu bir gün sıkışırsa senin de başın
İşte o zaman kurtarır belki seni gardaşın
Bir kız vardı
Bir de bir adam
Kız için adam
Bir yıldızdı
Ulaşılmaz bir yıldız
Kız çok sevdi
Toprağı yediveren,
Bereketi sağnak sağnaktı
Kılıç şakırtısıyla aydınlanırdı
Zifiri karanlığı çocukların …
Zaman su gibi aktı;
Arada bir kendine sor
On beşinde evladı kocaya ver
Düşün buna yaradan ne der?
Bu bende keder, sende kader mi?
*
İnsan okuluna hor bakar mı
İmrenerek bakılacak yanın vardı
Belli ki o zaman kafan dardı.
Okudun, besmelesiz birkaç kitap
Eder oldun ulu-orta herkese hitap
*
Unutma, bizim kitaplar besmeleyle başlar!
Bayramlarımız vardı,
Eski dostlar ne güzel anardı
Sevinçlerimiz şeker tadında
Şekerler gönüllerde kaldı.
**
Bu yıl bayramımız sessiz ve derin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!