Bir başka esiyor bu İstanbul’un rüzgarı
Saçların düşüyor yanaklarına
Gözlerim gözlerine
Ellerim ellerine
Sanırım aşık oluyorum İstanbul’un mavisine
Solmuş bir çiçeğin yeşermesi gibiydi sana ilk bakış
Yıllardır sulanmayan toprağa düşen ilk yağmur damlası
güneş görmeyen tohumlara ilk ışık huzmesi
ve seni sevmek baharın gelişi
Filizlenmesi delice, gönlümdeki aşk köklerinin kaderi
Yıldızlarda arardım seni
Yıllar önce ölmüştün benim için
Bitmişti artık sevgim
Duygularım, düşüncelerim...
Yıllar önce ölmüştün
Sadece ışığına bakıyordum
Ne ayın kaybolması alacakaranlıkta
Ne güneşin vedası ufukta
Ne yıldızların kayması hiçliğe
Ne ölü bedenlerin girmesi toprağa
Anlaşılmaz bir telaşa bağlı karmaşa
Güneşin gökyüzünde dansı gibi saçlarının rüzgarda salınışı
Nereye gideceğinden emin ve kararlı
Bakışların gibi koskoca günbatımı
Işıldayışı ışıkta saçlarının parıltısı
Deniz gerekmiyor boğulmam için
İnsan unutur mu sevdiğini?
Kaybetmekten, başarısız olmaktan, ölmekten, çok sevmekten korkmaz mı?
Sonra da unutur mu?
unutur mu insan sevdiğinin yüzünü ?
onunlayken hissettiklerini
İntihardı seni sevmek
Kendi kendime yaptığım
Ya bunun sonunu bilmek
Bile bile devam etmek
Ve Kendimden vazgeçtiğim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!