Çağlayan bir nehirdir bana ömrümün arda kalanı
Usanmadan çekiyorum bense bindiğim teknenin
Izdırap yontması küreğini
Şu sazlıklar hiç sevmedi beni
Ne zaman yanlarından kürek çeksem sırtlarını dönerler
kapkaranlık fikirler ansızın, düşüyor aklıma
akşamleyin bazen, geceleyin bazen
doluyor sonra gülüş rengin renk renk odama
bir kuşluktur bazen, bir ikindidir bazen
kışın habercisidir hicran zira geçmek bilmeyecek
Pencere kenarına hüznümü astım bugün
Açılır, kapanır, ışık görmez güneşten
Çizilmiş, boyanmış ve paslanmış gönlümün
Dikenleri batar azap verir inceden
Sonra öteden beriye biri taş atar
ve ben yine yaşıyorum sevgilim
gözlerinden güneş sistemi
sesinden doğa neşesi yaratmışsın
kurmuşsun evrensel döngüyü
içinde gülümsemeni yaşatmışsın
ve ben yine yaşıyorum sevgilim
Ve yükseldi işte dağlarından İzmir'in güneş
Teslim olur çaresizce karanlık
Beyaz bir gülsün nefesin bir ateş
Saklıdır kalbimde bir güzide sevdalık
Görmedi İzmir benzersiz güzelliğin kadar
Ben diken olurdum daha çok
Sen gül koklardın kanayarak bazen
Ellerin nergis kokardı kimse bunu bilmezdi
Sanki her akşamüstü kalbim boyardı gökyüzünü
Sanki her seher vakti nefesin ritim tutardı kuşlara
Korkarım uyuyan nefeslerin içinde
Veyahut terleyen giysimle birlikte saat sesi belki de
Aslında su gibi çekiyordu işte büsbütün zaman
Ve bir an olsun biz sebep bulamadan
Gömülmekteyiz hasretliklerin en derinine
Mevsimler durmuyor
Değişiyor üç ayda
Kayıp ve yalnız bir kadın
Tahripkâr bir yaprak dökümünde
Ya kim verebilir yalnızlık resitalini
Loş ışıklı bu kör çukurda
Öyle içime işlemiş yedi kıtan
Tüm coğrafyaların zihnimde çizili
Ve bir kapı gıcırtısı kadar sızılı
Yüz ölçümlerine hasret yüreğim
Bilemiyorum
bir sağanak tutturmuş bu akşam
bir de yangın köşe bucak
bir kurşun var inmiş yüreğime
hem sana hem bana
sonra acı var keder var
gözyaşı var derin sükunet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!