Bir oluk bilgilerden
Ve soluk buhranlı sıkıntıya
Bir oluk ışıklı bilgilerden
Ve tiryak bitmeyen sızıntıya.
Sızıntı hak için çekilen dert,
Bu dünyada beni
Bir Allah sınıyor
Bir de sen
Şefkatle davranıp
Bir de güvenmeyi denesen.
Ne kadar insancıl ve müşfiktin,
İslam terbiyesi almış fedakardın,
Ciddi bir ihlasla amel ettin,
Kendin ailen için öyle vefakardın.
Gözün dünya eğlencesinde yoktu,
Sesinle söylediğin ninniler,
Yüreğime sıcacık duygular akıtır,
Senin çilekeş hayatını vuran dertler,
Kan kusturur, yüreğimi inletir.
Benliğime yapışır,
Gözyaşımı akıtır.
Yaptığın yemekler, burnumda, kokuyor,
Çamaşırdan yıpranmış eller kilim dokuyor,
Senden aldığım terbiye cennete sokuyor,
Senin hakkını nasıl öderim annem.
Köyde yoksulluktan, kültürden uzaktın,
Sevgi, aşk, şefkat, merhameti hepsi,
Hayatın anlamı, tabi duygular,
Karıştırma duyguna şeytani nefsi,
Körelir tümü, dumura uğrarlar.
Aşk komasına girenlerin hepsi.
Anadoluya mertliği kardeşliği getirdi Türk,
Kız, yiğit verdi, vatan verdi paylaşmayı seven Kürt,
Hepside Müslümanlıkta bir misafirperverdi,
İslam kardeşliği ırk ayrılığını yenerdi.
Arama onlarda ırk, Anadolu çocuğu derler,
Bir varmış, bir yokmuş,
Ömür böyle işte,
Masal gibi sona gidişte,
Hayat ağacı altında,
Beklerken boş boş,
Hepsinden önemlisi sevgi aşk,
Aşkımız saftır ateş gibi, su gibi,
Yolumuz haktır ekmek gibi, aş gibi,
Toprakta başımız, ölümle kardaşız,
Sevdamız görünmez bir kör kuyu dibi.
Aşkın yolunda rüzgar gibi esmeğe,
Efsaneler yaşanacaktı anında,
Büyük yürekler bekledi yuvalandı kalbinde,
Her şey ona dostu,
Ortaklık verdı aralarında asırlardır.
Türkün ötükeni vardı,
Kuşlar türke algışlardı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!