Sevsen anlasan beni
Bilsen ki,
Asla unutamayacağım Geçmişimi
Eski aşklarımı, acılarımı
Bazen güleceğim
Bazen ise üzüleceğim
Nasıl anlatsam Seni Sevdiğimi
Nasıl söze girsem
Bir acı ki, içimde duygularım
Öyle bir acı ki; Düşman başına
Ölümü hissettim desem
Yalan;
Ne hisseder ki
Eski bir köprü
Uzaklardan göz kırpar
Vazelos Manastırı
Çok savaşmış zamana
Üstünde kala kalmış bir kubbe
Gizemin yesili vardi
Yasli ellerin titremesi
Nice hüzünler yasadi
Dünyada bu eller..
Agladı acilar çekti
Ama yilmadi bu eller
İstanbul’a doyum olmaz tadarım kadrini
Tadarım savruk şairin yazdığı şiirin lezzetini
İstanbul’a doyum olmaz gezerim her semtini
Arnavut kaldırımlarında sevişirim, İstanbul hazır
Sevgilim hatirlarmisin askimizi
Neler anlatirdi dünyaya
Sevdani yildizlara asmistin
Gecelerde toplardim onlari
dirhem dirhem
Hatirlarmisin askimizi
Ölümüne seviştiğimiz yerlerde
Bedenlerimiz kuş'a döner uçarız
Buşutlara karışır
Yağmur olup yağarız
Nice nice insanlar kıskanırlar bizi
Seviştiğimiz yerleri kutsal bilip
Neye deme bu vedamız
Hüzne vedamız olsun
Belkide acıya belkide kedere
Bir dalganın sesine olsun vedamız
Kara kışa olsun
Acılarla yoğrulan aşklara
Gurbet diyor Nazım Hikmet Gurbet
Gurbet diyor da Ne oluyor?
O Moskof ellerinde
Ben Ülkemde…
10.10.2000
Kurumuş çınarın gövdesinden
Sızan damlacıklar gibi
Gözlerinde damlacıklar gibi
Kör olmuş bakıyorsun
Belki de ölmüş: Neşe saçıyorsun.
Sen orospu olmalısın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!