Sımsıcak damlalarla döküyorum
İçimdeki fırtınanın son yağmurlarını
Her seferinde üşüyerek nefesim
Ne yaşamak farklı ne de ölüm aynı
Gözlerim batarken kendi ufkunda
Rüzgarların derin çığlığı titretirken çıplak kaldırımları
Damlaların pencerene vurduğu soğuk bir gecede
Yatağına uzanıp hayalini kurduğun
Ve keşke dediğin bütün güzellikleri sana bıraktım.
Ben gidiyorum unutarak bütün yaşanmışları
Tutamadığım göz yaşlarımı,
Hayat sandığım gülüşlerin ardına sakladım hep.
Küçük ama anlık bir nefesti yaşamak,
Yada küçük yaşamak anlık bir nefes bile olamamaktı.
Sonsuzluk gecenin sesinde ölebilmekti belki.
Yine öldün.
Bir gün yitirilmişlik garip kokusuyla düşerken gözlerinden
Dudaklarında anılara nedensiz keyifli küfürler
Nerede bile olduğunu kestiremediğin
Arkadaşlığın paylaşılamaz unutulmuşluğu
Yada artık ismini bile hatırlayamayan son aşkların
Hep ılık bir rüzgar olmak istedim gecenin içinde savrulan
Ruhumun göğe yükselişindeki hafiflemeyi hissetmek istedim
Usulca esip geçmek istedim sonsuzluğa doğru başıboş
Ve sevebilmek gözlerimin derin karalığını
Bitmek istedim uykulu bir sokak lambasının altında
Ağır ağır koparırken
Çok sayfalı mezarından düşen ölü papatyanın yapraklarını,
Çabuk yırtılan saman kağıtlarına
Siyah bir mürekkep damlasıyla yayıverdim hüzünlerimi.
İçimdeki geceye şarkılar söyledim
Ruhum eskimiş kabını çatlatmaya başlarken
Usulca bırakıyorum güzellikleri gri Gökanlam'a
Ağzımda ölen sigaranın tükeniş melodisi var yalnızca
Ve elimdeki kibrit parmak uçlarımı yakmıyor artık.
Bulut gidiyor ama göz yaşları kalıyor çimende
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!