Rıhtımda kimsecikler..!
Gökyüzü kara gri,
Deniz kirli yeşil.
Vapur dalgasını,
Rıhtım alt yazısını geçiyor.
Parmaklıklar yalnızlıkları hapsediyor.
“Ulan”.! dedi.
Heybetli bir söz etmişti aklınca.!
Dediğini beğenmiş, hınzır hınzır gülmüştü.
Bir kez daha yeltenecekti.
Bakındı,
Yutkundu.
İhtiyar diye ünlendim uzaktan.
Selam verdim; yaklaştım.
Pencere gözleri, perde ile kapanmış.
Kapının dili, çivi ile mühürlenmişti.
Evin girişi kapkaranlık,
Duvarlar rengarenkti.
İki kere ikiyle oynayan çocuklardık.
Kimselere söyleyemezdik.
İki kere ikinin, dört ettiğini.
Kısa pantolonlarımızın cebine koyar kaçardık
Ben seni kalbime yazdım.
Beynime senin için bir de ilik açtım.
Sen ilk değilsin amma.!!!
Senden de bir ders çıkarttım
Elimden dizeler, dilimden heceler dökülüyor,
Üstüm başım harf oldu.
Yazın ortası sonbahar gibi..
Şaşırdıklarım, göz göz tomurcuk olmuş, yakındır kanatlarını açması çiçeklerinin…
Bi şaşkın şaşı, gez göz arpacık yapıyor günebakanlara..
Tilki insanlığına soyunmuş, karga ağzıyla peynirini tutuyor.
Altından çok sular,
Üzerinden çok insanlar geçmiş bir köprü..
Hayat hikayesine,
Altımdan ne sular, üzerimden ne insanlar geçti diye başlarsa.
Onu onurlandırın. ?
Üzerinden bir de siz geçin..
Uzun bacaklı, gagalı kuş.
Neye kanat açmış,
Kime kucak açmışsan işin gücün rast gitsin..
Hoş geldin kuzum.
Dallardan ibaret yuvanda gururlu,
Yuvan bıraktığın yerde.
Kimi sepetindeki kelimeleri cümle,
Kimi emeklerini sitem,
Kimi bilgisini taktik,
Kimi hıncını küfür,
Kimi sevgisini çiçek demeti yaptı.
Kimi de;
Saçlarımızın
Üç numara kesildiği kasabalarda büyüdük.
Bir iki üç sağ sol diye yürür,
Ense tıraşımıza güldürürdük.
Üç mühim bi rakamdı, otoriterdi, rekabeti sevmezdi.
Üç numara saçlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!