Ben Benedict; bir uzun şiirin alınyazısı...
Sabahlardan uzak bir davetinde Harzemşah'ın
engerek yolları sondan başa almış
vakitlerin sapkınlığında çok çocukları
okşayasız ellerime doğurup, Fransız mekteplerinin
I.
Eski cümleler şiir şimdi.
Anılmaz bir ada çevrilmiş,
beklediğim bu değil aslında...
Ama kendiliğinden hırsız,
Gidilir, senden bir akşam
Öylesine, uzaklar sorulur herhalde
Ona yazılır, gezinir
Dörtlükler arasında hayaletler avlanır
Bana ait, cesedimi çiğnerler
Katedral, döküm aylar hızla ölür;
Rehavetle anılır, sızıyor kanım.
Bir bedenin diğerinde solduğu öğle sonları...
Eroin tutanağımda zifiri karanlık:
Şimdi verdiğim ölümlerden dönmek vaktidir.
Artık yazılmıyor eski destanlar
Kimseye bir şey olduğu yok
Durduk yere. Kendi içine çöküyor
Ölümüne korkak
Olmasa ne olur hayatlar
Kimseye bir şey olduğu yok
dökük hayatlar sürelim hey
Nasıl olsa dinleyecek birileri var
Orada, dışarıda herkes bekliyor
Ah ki birileri bizi sevsin diye
Hiç uymaz ama
Kendi yurdundan giderdin;
Az çok kara tabutun ve -kıran kırana bir aşk- dudaklarınla,
Yalnızlık kimden alınır, diyebilirdim belki/demedim.
Sense ölümlerden konuşurdun, berrak ölümlerden
Katafalka konmuş bir şarkı gibi,
Şiir kovalanan denizler olsa
geçinmek ya da balık yemek için sadece...
bakmaya yarayan gökyüzü tanıktır
bedenler değişirken insandan insana
kayboluverir hanende acıklı gözler
seni izler
Yok, dayanmadı küçük karaşın kalbi...
Ne zamandır, ne kadar da hızlı atıyordu, göremedi kafesin de onunla bir attığını...
Ki kalbi attıkça esner, derin nefesleriyle büyür, gelişirdi durmadan;
öyle ki, bir an gelip ince pirinç kafesin tellerinin
birer ikişer kopup paramparça olduğunu asla anlayamayacak kadar...
Hep aynı tonda söyler
duyulduğundan emin, öylece
o seslenir, dinlerim, dinler miyim?
İstemediğimden değil
teninde uysal
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!