Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki; “yavrum;
Allaha Şirk koşma! Elbette şirk çok büyük bir zulüm.
Hakka varılan yolda ne de çoktur şirkin taşları,
Suret-i Haktan görünüp de vurur mümin başları.
Kılıçtan keskindir aşk-ı Muhammed,
Nankörler acizler bilmez Muhammed,
Yol kara zindana düşer Muhammed,
Aşk; Ali Resul haktır Muhammed’le.
Edep perdesinde talip Muhammed,
On dokuz Haziran gittim eski okuluma
Bahçe kapısından girdim baktım duygulandım
Eski Öğretmenler geldi aklıma ağladım
Parçalanmış gönlümü tutuşturdum ağladım
Taş bina çürür mü yosunlaşmış, o binalar
Şuursuzca Tesbih çekmek değil marifet,
Allah’ı Tesbih edebilmektir keramet.
Hayat iman ve cihat idrak et asker,
Gör o zaman tetikte çeker neferler
Elmas maden ise de, topraktır asıl faslı,
Cevher elmas değil işleyen sarraftır aslı.
14.09.2013 İkitelli-İstanbul
Arkadaş benimde bir dağda evim birde bağda evim olmalı,
Yürüyüşe çıktım mı magazincilerde peşim sıra olmalı,
Ağzımı açtım mı inciler dökülmeli kimse anlamamalı,
Gözümden yaş gelmeye başladı mı, her dinden insan ağlamalı.
Nasıl mı kandırdım âlemi İslam’ı “Altın Nesil” diye dinle,
Velayetin Şah-ı İmam Aliyyel Mürteza’yı kim vurdu,
Yerlerde sürükledi İmam-ı Odun’un oğlu kudurdu,
Lanet olsun Kuhafe’nin oğluna! Biat istedi durdu,
Fatımatüz Zehra Muhsin’e hamile “O”nu KİN düşürdü.
Ateş’e verdiler Ehlibeytin Hanesini “O” mel’unlar,
Yaban Gülü
Uç bakalım yükseklerde, ey yabanın gülü,
Dön dolaş semalarda konağın ocak külü.
Resulallah ve Ehli Beyt düşmanı Yezidi kelb’ler,
Allah’ın Laneti Yer, Gök, Deniz’ler de sizi bekler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!