Ruhum aciz bedenimden sana iltica etmiş,
Hasretini tesfir etmek zor olur, Tebessümünü ihsan eyle biçareye,
Bir garabet çökmüş sensizliğinle senelerime.
Efkarım sana vasıl olmak, Gülüşün vuzuh bulurken hayallerime,
Efsunun ile müptela-i aşka yarenlik eder olmuşum,
Hüzn-ü baran ol lütfet aciz bedenime.
Bir sabahın çırpınışında,
Serin rüzgârın peşine takılmış,
Yağmurlu kaldırımlarda ayak izlerim kaybolmuş.
Biliyorum, geç kaldım.
Saatin yelkovanı, göz kapaklarımın titrek ucunda,
Geç kaldım, güneş çoktan savurmuş ışıklarını,
Sabahın ürkek serinliği çekilmiş köşe bucak,
Uyandım, zamanın elleri erimiş avuçlarımda,
Saatin yelkovanı titriyor kararsız bir çocuk gibi.
Geç kaldım, yolların rüzgârı eski bir şarkı mırıldanıyor,
Ah !!!
yine senin hasretini çekiyorum,
Yine gözlerim seni arıyor,
Sen yokken sesini işitiyor kulaklarım.
Yüreğim seninle sızlıyor yine,
Titriyorum sensiz hüzünlü gecelerde,
İstemem gönlünden kopan artık sevgini,
Gölgesi düşmüş bir akşamda,
Yorgun bir taşın üstünde unutulan söz gibi.
İstemem mecburiyetle süslenmiş cümlelerini,
Ne de vicdanının borcuna yazılmış bakışlarını.
Bir zamanlar kuşların göğü deldiği yerdeydik,
Sor beni, ey karanlık!
Yıldızların neden kimsesiz parladığını sor.
Sor, gökyüzüne, bulutların
Neden yalnız kaldığını anlat bana.
Ben sustum, kelimelerimde kuraklık,
Zamanın içinde kaybolmuş bir şiirim.
Yeniden sabah oldu.
Günaydın doğan güneşim,
Hüzünlü bir geceye daha veda etti bu uykusuz gözlerim.
Kapımı çalan bu sensizlikte kim ?
Tanıyorum.
Yokluğunun bendenlenmiş hali bu.
Bir şarkı çaldı radyoda,
Bir yerlerde biri
Sevdiği kadını düşünerek sigara yaktı belki.
Ben duman oldum, biri beni üfledi.
Canım yandı,
Sabahın kör karanlığında
Adımı sorarsan eğer,
Benim adım özlem, benim adım hasret,
Gözlerinde kaybolmuş bir yolcunun,
Hiç bitmeyen gece yolculuğuyum.
Bir şehirden bir başkasına değil,
Kalbimden, yüreğine yolcuyum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!