Mustafa Hazırcı Şiirleri - Şair Mustafa ...

Mustafa Hazırcı

Hiç bir sevdaya nokta koymadan yenisine başlamadım. Çünkü biliyorum, eğer büyük harflerle sevmek istiyorsan önce geçmişine nokta koymalısın. Ben hiç küçük harflerle sevmedim seni. Sana yazılan her şiir kocaman harflerle başlayıp, kocaman harflerle bitti. Sen benim alfabemin en büyük harfisin...

Dün gece yine bu saatlerde aklımın en karanlık odasında misafir ettim seni. İlk defa küçük harflerle sustum. Ve içimde ne kadar sen varsa dışıma kustum. İçim dışıma çıksa bile seni benden çıkartamadım, sustum. Çünkü sen benden çıksan ortada bir ben kalmaz, biliyorum. İçimken, hiçim mi oldun şimdi sen? Hayır, sen hala içimin de içisin. Sen benim dışımdaki herkesin, hiçisin!

Şimdi söyle bakalım;

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Daha önce böyle dünden kalma bir aşka karşılaşmamıştım

Gözleri beni görüyor muydu? Ondan bile şüpheliydim.

Belki toparlayıp içimdeki beni, bir an önce kendime gelmeliydim...

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Öyle klişe şeylerden bahsetmek için açmadım bu sayfayı. Omzumda başın falan değil eksik olan. Sen eksik kalan bir şiir gibisin. Herkes sonunu merak edecek bu şiirin. Elimde elin eksik olsa ne fayda? Biz koskoca bir şiirin sonunda kavuşmadıkça. Neyse zaten artık merhaba diyecek kadar bile değiliz birbirimizde. Ben burada gönül rahatlığıyla bizden bahsedebiliyorum. Nede olsa senin göremeyeceğin kadar küçük harflerle yazıyorum bizi. Görsen de kızacak değilsin elbette. Senin olmadığın bir coğrafyada biz olmuşuz çok mu? Çoksa eğer bunu da yazmam içimden söylerim. İçime de karışacak değilsin ya? Unuttum, içimdeki de sensin. Kaçış yok mu senden? Hem bu kadar eksik bırakıp hem de nasıl her tarafımda olabiliyorsun? Çok mu abartıyorum seni? Çok mu eksilttin beni? Bilmiyorum...

Bu arada ben seni hala...

Neyse bu da eksik kalsın. İsteyen istediği gibi tamamlasın bizi. Sen beni tamamlamadıkça, kimin umurunda?

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Merhaba,

Eskisi gibi olamıyorum ben.

Bugün de hüzünlü müsün? Dem vurdun mu geçmişten? Kendime mektup yazacak kadar geçtim mi kendimden? Kendimden geçmeden sana gelemeyişime yazıklar olsun! Sen, benden sonraki durakta mısın hep? Kendimden çok seni sevmem miydi sebep? Sen, hiç kimsenin adını bilmediği, sen içimdeki sebepsiz acı, sen geçmek bilmeyen sancı. Sen, benden sonra bile yaşamını sürdürebilen kadın. Sen, sensizliğin son noktası. Neredesin? Bu yazdığım sensiz kaçıncı mektup? Kendime yazdığım kaçıncı hüzünlü satır?

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Sen doğdun ve gözlerini dünyaya açtı güneş. Isınmaya başladı evlerin çatıları. Dumanlar tütme başladı sofralardan. Şükürler edildi Allah’a. Umutla hayata tutunmaya çalışan bir anneye yeni bir kalp bulundu.

Sen sadece bana değil tüm dünyaya güneştin. Yağmurlara açılmayan şemsiye, ellerin semaya kaldırıp dua edilme sebebisin. Bunca şeyi sana yüklüyor olmam korkutmasın seni. Sen korkularında korktuğu güzelliğimsin benim. Eğer korkutacaksa bu sevgim, söyle azaltıp öyle severim… Yeter ki ömrümüzün sonunda yan yana mezarlarda uyuyalım…

Sen dahil herkes senden vazgeçmem gerektiğini savunuyor. Ama bu kazanması imkansız bir dava. Çünkü hakim de bizim birlikte olmamızdan yana.
Bu davanın son duruşması,

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Doğmak bilmeyen bir güneşe sitem ederek yazıyorum bu gece. Her gün biraz daha yaklaştığım kadar özgürlüğe, [mks_highlight color="#ffeb3b"]her adımda biraz daha uzaklaşıyorum kendimden.[/mks_highlight] İçimdeki ben, her geçen gün biraz daha başkası oluyor. Dumanı tüten binlerce şiir arasında kaybolmayı tercih ediyorum. Şimdi kendi acılarına ağlayan binlerce insandan biriyim artık. Hiçim bile olmayan ve ismini vermek istemediğim birisi için her adımda daha çok yaklaşıyorum yalnızlığa.

Şimdilerde hüzün bulutları toplandı şehrimin üzerine. Her gün daha şiddetli yağıyor huzursuzluk. Kimleri ıslatıyor, kimleri es geçiyor? Bilinmez... Benim olmadığım şehirde kimler seninle göz göze geliyor? Hiç bir satırımda bu böyle [mks_highlight color="#ffeb3b"]az sulu rakı gibi[/mks_highlight] yazmak istememiştim kendimi. Ama sende hiç böyle gitmemiştin önceleri...

Defalarca gidişini izledim içimde. Hepsinde de hak verdim içime.

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Her şeyi eskide bırakıp, en baştan başlayasım var kendime bugün. Olmadı bu hayat deyip silesim var kendimi. Gidilecek ne kadar uzak varsa o kadar uzaklaşayım kendimden. Kendini bilmeyen bir ben kaldı bende. Şimdi  gel öğret beni bana. Adını hatırlamadığım bir sürü duygu geçti üzerimden, kemiklerime kadar kırıldım sana!

Ne kadar sen varsa bende, gel al benden. Artık taşıyamıyorum seni solumda, soluğumda.. Eksildiğimi fark ediyor ve eskiyorum, içimde seni soluduğumdan... Daha önce hiç böyle kendim için ölmemiştim. İlk defa bugün kendimi öldürdüm kendimde. Ve ilk defa cenazeme katıldım. Ve selamı bile kendim okudum. Nasıl bir dünyaydı üzerinde yaşadığım? Kendim yaşadım, kendim yaşlandım ve kendim öldüm.

Ama bir kez kendi olamayanlar için ben kendim oldum. Herkes için öldüm bu gece. En karanlık saatlerinde öldürdün beni. Uykusuzluğu az önce uğurladım gözlerimden, yenik düşüyorum içimdeki hasrete. Uyku, ağza alınmayacak sözler sarf ediyor gözlerime. Gel de diren benim yerime. Neyse, gelme... Bununla da ben baş ederim. Senin yerin kalmadı başımın üstünde...

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Silemedim son attığın mesajları. Hala orada sevgili olarak kalmışız. Hala orada senin olarak rüyalara dalmışım. Baktıkça içim burkuluyor. Ama o şu koskoca evrenin bir zaman diliminde beni sevdi diyebiliyorum. Seni hatırlatmıyor tabi ki bana. Hatırlamam için unutmam gerekiyor değil mi öncelikle? Neyse ben bunları anlatmak için gelmemiştim buraya.

Nasıl olduğunu merak ediyorum. Ama şu herkesin gördüğü tarafını değil. İçindeki seni merak ediyorum. Nasıl için? İçin için yanıyor mu? İçimdeki senden bir yudum almak ister misin? Eminim ferahlatır gönlünde yatan cehennemi. Hiç üzülme sevdiğim. Bir gün, evet bir gün kursağımızda kalan tüm duyguları birlikte yaşayacağız. Henüz farkında değilsin belki ama, bir gün karlar eriyip yollar açılacak. Erişeceğim sen kokan diyarlara. O zaman bir şiir daha yazılacak bulutlara. Ne kadar mavi varsa ceplerime doldurup öyle geleceğim sana.

Onca maviyi gördükten sonra bana da neden geldin diye sormazsın değil mi? Sorma... Bildiğin gibi değilim şu sıralar. Burnumun direkleri sızlıyor. Gülüşünü özlüyorum. Yıllardır korktuğum o sahneye bir türlü alıştıramamıştım kendimi. Sonunda oldu işte. İki yabancı gibiyiz. Birbirimize bir selamımız dahi yok. Sahi biz nasıl bir günah işledik? Allah katında kaç cehennemdir seni unutamamak? Hiç eline dokunmamış olmanın var mı bir cezası? Sahi kokunu içime çekmediğim için mi affetmeyecek yaradan beni?

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Merhaba,

Aklımı, fikrimi ve daha nice düşünme yetilerimi yitirmeye başladığım şu günlerde seninle konuşmak istedim. Aslında bu bir istek değil, ihtiyaç. Buna çok ihtiyacım var. Gözlerine bakarak konuşmayı çok özledim de. Neyse, konu bu değil. Delirmeye başladığımın farkına varıyorum. Sen farkında olmadan içimdeki senle gidişinin yasını tutuyoruz…

Daha ilk konuşmamızda söylemiştin oysa bana. Ya içindeki ben gibi değilsem? Ya seni üzersem? Bende canın sağ olsun demiştim. Hala aynı düşüncedeyim. Canın sağ olsun! Dünyanın öbür ucunda dahi olsan yaşa, çiçekler topla, huzurla uyan… Sana karşı hiçbir zaman kötü bir dileğim olmayacak. Hiçbir zaman kin beslemeyecek sana düşüncelerim. Neyse, konu bu değil. Ben aslında benden vazgeçip gideceğini hiç düşünemedim.

Devamını Oku
Mustafa Hazırcı

Hiç unutmayacağım o geceyi. Hani tam 4 sayfa ile sana açıldığım, aslında kalbiminde dünyaya açıldığı o geceyi. Ulaşamayacağın yerlere kaldırdığımı düşünmüştüm o gece benden uzaklaşma sebeplerini. İçimde ne kadar sen varsan bir anda serdim önüne. Sanırım ilk defa kendinle bu kadar yüzleştin. Bilmiyorum, sanırım bende ilk defa bu kadar yüzsüzleştim…

Seni sana anlatmak yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. Yani içimdeki seni sana… Neyse, duyacağı varmış kulaklarımın senden o güzel aşk cümlelerini. Gözlerimin göreceği varmış uzun uzun gözlerini. Aslında çok da uzun değildi biliyor musun? Çok özlüyor gözlerim gözlerini. Doyamamışlar sana. Ne kadar anlatırsam anlatayım, başaramayacağım hala…

Sana daha okumayacağın yüzlerce şey yazacağım. Haberin bile olmadan içimde öpüp uykuya uğurlayacağım seni. Çocuk gibiyim biliyor musun? Acaba yine gelir mi diyorum. Belki zor tutuyordur kendini bana yazmamak için falan… Öyle misin acaba? Neyse, olacağı varmış. Daha doğrusu öleceği varmış, içindeki ben… Sahi ben bu kadar güçsüz müydüm sende? Bir cümleyle nasıl öldürebildin beni. Ben kan revan rüyalardan uyanıp sevdim seni.

Devamını Oku