Ah, yeniden başlamak...
Bir sabahın ilk soluğu gibi
Henüz dokunulmamış bir defterin
En beyaz sayfasında yürümek gibi.
Yorgun gecelerin külleri dökülürken omzuma,
Bir rüzgâr değdi alnıma, yazgıdan bir iz gibi,
Kökü çok eski zamanlar, ucu bilinmez gibi.
Karanlıkta yanar durur, yıldızdan bir kelime,
Bir ömürle örülmüş de, düşmüş göğe, eğrime.
Doğarken çizilmiş sanki, incecik bir harf gibi,
Biraz renk istiyorum hayatıma,
Turuncu bir gün batımı…
Üzerine çizilmiş bulutlar…
Pamuktan, sessiz ve zararsız.
Bir de oyuncak kalbim vardı,
Kırıldı büyürken fark etmeden.
İncitmeyin beni,
Ben sandığınızdan daha kırılganım.
Sözleriniz, rüzgâr sanılır ama
Bazen bir bıçağa döner,
En yumuşak yerimden yakalanırım.
Bakma öyle dışımdaki sessizliğe,
Kalbimde fırtınalar susmuş da bekler.
Bir gülüş saklı derin çizgilerde,
Bir yara anlatır, kimse bilmez.
Beni kalp gözüyle gör, sözlerle değil,
Bir yön aradım,
Geceyi delen sessizlikte.
Yıldızlar anlamsızdı,
Ay hep başka yüze dönerdi nedense.
Bir pusulam vardı bir zamanlar,
Parçalandığım yerde bekle,
Kırık dökük hayallerin içinde,
Sessiz bir fırtına gibiyim şimdi.
Her parçam bir hikâye anlatır,
Yaralı ve unutulmuş,
Son bir bakış,
Kaldı gözlerimde,
Bir ömür durur,
içimde.
Zaman geçti,
O an,
Yürür ağır ağır, göğsünde zaman,
Yaralı bir adam, geçmişle yanan.
Ne kanı görünür, ne yarası açık,
Ama her adımı sanki bir çığlık.
Gözleri uzak bir dağın dumanı,
Bir gölgede buldum seni,
Tarihin çatlağından sızarken ışık
Sesin yankıydı taş duvarlarda
Bin yıl önceden gelen bir çığlık
Kalbim, senden önce de vardı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!