VI.
Ana dili, ana sütü gibidir
En kıraç topraklarda onunla filizlenir
Onunla boy atarız
'Karanfil'i düşleyerek namlu üstüne yürür
I.
Yok, ne derseniz deyin
Kazak dostlarım
İsterseniz bana ekmek vermeyin
Ya da beni 'persona non grata' ilan edip
Günümüzün türbanlı genç kızlarına...
Kimse görmesin aman
Sonra şeytanı azar
Ne diyor cennet mekân
Türbanını sıkı sar
Almatı'ya üniversite öğrenimi için gelen bir Türk öğrencinin, Türkiye'deki bir arkadaşıyla telefon konuşmasıdır.
Ne diyon sen olum? ...
Buraları yıkılıyo
Benden yıkılıyo
Almatı'da, tramvay biletçisi Farida'nın, yıllardır görmediği ve ısrarla beklediği ilk ve tek göz ağrısı Arman için duraklara, ağaçlara ve yollara söyledikleridir.
Güz yelleri esmeden gel, Arman
Yapraklar sararmadan
Topraklar soğumadan
14.
Bizim Kasımpaşalı öyle ceberuttur ki
Kimse ondan habersiz saf süte su katamaz
Yumruğunu vurunca deprem yaratır ama
Sam Amca’ya sormadan adımını atamaz.
Şehrin uzak ve yoksul varoşlarında
Gözlerden uzak
Issız ve unutulmuş bir sokaktı.
Yıkık çitleri
Tahtaları kararmış evleriyle
III.
Puslu gece, nazlanarak yerini sabaha bırakıyordu
Şehre mevsimin ilk yağmuru yağıyordu
İçimdeki çocuk, yağmurun altında yürümek istiyordu
Amma ve lakin ıslanacağım diye aklım gidiyordu
IV.
Tramvaylar gece karanlığında
Yürüyen ışıklı evler gibi
Homurtular saçan devler gibi
Tekerleklerinden kıvılcımlar saçarak
V.
Yaşlı bir Rus teyze
Kalıbıma aldanıp
Daha da kötüsü, Rusça bildiğimi sanıp
Kim bilir bana neler anlatıyor!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!