Burası Ankara
Bir başka güzel yağmurdan sonra
Hüzünlü akşamlara
Bomboş sokaklara
Yanlızlığa güzelim
Çoktan alışmıştım zaten
Doğan güneş, çiğ damlası içine
Bir pırıltı gibi, bana gel desem...
Ilık bir meltemsin, esercesine
Bir fısıltı gibi, bana gel desem...
Gökyüzü dopdolu, rahmetle taşkın,
Ayaz kış akşamı yazılan yazı,
Dudaklara cümle cümle söz olur.
Kalbin madenine damlayan sızı,
Ateş olur, yanar, sonra köz olur.
Gece resimlenir, ay cisimlenir,
Bir salın değdiği sessiz dalgalar
Bir kuşun eğdiği sürgünsüz dallar
Semanın sezdiği derin duygular
Kalplerde saklanır sonsuza kadar.
Bir ceylan uyanır şafakta erken
Bilir misin hercaiyle kardelen
Ne yaşadı, niçin ayrıldı birden,
Hercainin vefası yoktu zaten,
Kardelendi asıl vefayı seçen
Hercai bir alımlı menekşe
Bu hayat sensiz de güzel
Güneş doğmasa, hiç ısıtmasa da olur
Yağmur yağmasa, kar düşmese de olur tepelere
Yaşayıp gidiyorum ne de olsa,
Mutlu olmasam da olur.
Birinci tekildi cümlelerim
Hiç virgül koymadım
Esasında sanal olup
Geçen onbeş yıldan ve
İki noktadan sonra:
Fısıldadım adını kaleme
Cemre düştüğünde suya toprağa,
Her yuvada eser sessiz bir bahar
Gölgesi ruhunun düşer yaprağa
En güzel kafiye sevdamda doğar,
Takılır nilüfer çiçeği ağa...
O sen misin
Bahçemde açan gül
Kalbime düşen katre
Alımlı, engin deniz
Ruhuma öteden çağrı
O sen misin
Bir ilkbahar sabahı idi yanlızlığım
Bir hülya ülkesinde bitti
Artık sadece ümit
Ve dua yoldaşım.
Dehlizdeki kayaya damlayan kaynak
Yol bulmalı coşmalı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!