MUSTAFA ERTUĞRUL
(Türk'ün gücünü ve alicenaplığını gösterenlere rahmet ile...)
Bir savaş bizi karlı dağlara attığı gün
Bir Cengiz, Timur çıkar, bir Mustafa Ertuğrul...
Günahımızdan daha çoktur sevabımız dün.
Bir Fatih, Yavuz çıkar, bir Mustafa Ertuğrul.
Davul zurna çalınca, savaş bizlere düğün
Mehmetçiğin imanı, süngüsü çözer düğüm.
Sarıkamış'da matem, Çanakkale de türküm,
Bir Kemal Paşa çıkar, bir Mustafa Ertuğrul.
Yılgın Yağmur barış hoş, demokrasi en özgün
Şımarıp haddi aşan, tadına varır Türk'ün
Düşmana kara toprak, haine ödül sürgün
Bir Osman Gazi çıkar, bir Mustafa Ertuğrul.
Adanasız, 09.01.15 - 08.48 Yılgın Yağmur
DENİZ UÇAK GEMİSİNİ BATIRAN TÜRK MUSTAFA ERTUĞRUL
Dünya Savaş Tarihinde Deniz Uçağı Gemisini Batıran Türk
21 Aralık, 2014
Mustafa Ertuğrul, dünya askeri tarihinde ilk defa bir deniz uçağı gemisini karadan dağ topu ile batıran Türk subayıdır.
1892’de Girit Hanya’da doğan Mustafa Ertuğrul, 1912 yılında Harp Okulunu topçu subayı olarak bitirmiş ve Çanakkale Savaşı’nda Anzak kolordusuna ilk taarruzu yapan kahraman 27. Alay’da savaşarak Osmanlı ve Alman madalyalarıyla ödüllendirilmiştir.
Mezarı Antalya Andızlı mezarlığındadır. 2007 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Atatürk Parkı'nda anısına bir heykel dikilmiştir.
İNGİLİZ DENİZ UÇAĞI GEMİSİNİ BATIRAN SUBAY
Galiçya tepesine tayin edilen Mustafa Ertuğrul, 1916 yılında emrine verilen dört dağ topu ile Kaş’a gönderilir. 1. Dünya Savaşı’nın en sıcak günleri olan o dönemde resmen İtalya'ya bağlı olan Meis adası İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin denetimindedir. Çanakkale’de 5. orduyu komuta eden Alman General Limon van Sanders’in emri ile Meis adasının işgali için hareket edilir. Ancak bunun imkansızlığına kanaat getirilerek adayı transit liman olarak kullanmakta olan HMS Ben-My-Chree komutasındaki deniz uçağı gemisi ve mühimmat gemilerinin imhasını hedeflerler. Hedeflenen bu gemi, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve deniz uçağı taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir. Mustafa Ertuğrul, savaş tarihinde bir ilki başararak 7.7 inçlik dağ bataryası ile bu gemiyi ve yanında 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı 36 dakikada sulara gömer.
Mustafa Ertuğrul bu anları şöyle anlatıyor: (27 Aralık 1916 13:00)
Türk askeri cenge hazırlanıyordu. Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum. Meis, güzel bir pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu. Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor. Ateeeş… Nihayet saat 13.25’te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı.
İlk grubun bir mermisi gemiye isabet etti. Müteakip grubun üç mermisi birden geminin kıç tarafındaki küçük tayyare hangarına isabet ederek müthiş bir yangın yaptı. Benzin deposuna isabet ettiğini sonradan öğrendiğimiz mermilerimizden çıkan yangın o derece çabuk büyüdü ki gemi baş toplarını bize çevirdiği halde ateş etmeye imkân bulamadı. Mürettebatın bir çoğunun denize atlayarak kaçtıkları görülüyordu. Koca gemi karşımızda homurdanarak yanıyor, yavaş yavaş yaralı başını denize sokuyordu. 36 dakika süren fasılalı ateşimiz karşısında fazla dayanamayan Ben-My-Chree baş tarafından denize gömüldü.
FRANSIZ SAVAŞ GEMİSİ PARIS II AVİZOSUNUN BATIRILMASI
En önemli gemilerinin batırılması ile öfkelenen müttefik deniz kuvvetleri, Türk kıyılarını sürekli denetim altında tutmaya başlar ve zaman zaman bombardıman yapılır. Sabrı taşan Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135. Alay Komutanı Alman yarbaya kabul ettirmeye çalışır:
Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya’yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu’na (şimdiki adıyla Antalya nın Kemer ilçesi) gideyim. Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim. Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım.
Türk askerlere kumanyalarını dağıtmakla görevli yelkenlileri yakalayarak sürekli erzağa el koyan Fransız savaş gemilerine, Mustafa Ertuğrul, yem olarak bir yelkenli gönderir. Fransız kruvazörü Paris II, bu yelkenliyi Ağva Koyu’nun içine kadar izler. Koya girmesiyle birlikte Mustafa Ertuğrul’un bataryası ateşe başlar. 18 dakika içerisinde Fransız Kruvazörü Paris II, denize gömülür. Mustafa Ertuğrul’un bataryası 145 atıştan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar başarılı olmuştur.
Gemideki yaralı askerler Türk askerleri tarafından kurtarılır ve Türk dostu olması ile ünlü olan Pierre Lotti’nin yeğeni Yüzbaşı Rolen bu durum karşısında “Gıyaben sevdiğim bu asil milletle şimdi tam karşı karşıyayım. Sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum” der.
Mustafa Ertuğrul ise bu durumu şöyle anlatıyor:
... Esirlerin içinde gemi süvarisi bahriye erkan-ı harp teğmeni ve Fransa'nın tanınmış muharrirlerinden Rolen ve sevdiği köpeği Mastik de vardı. Sahile çıkan esirler bitkin bir halde olup, 13’ü yaralı idi. Yaralıların ihtimamla yaraları sarılarak köye nakledildi. Azami şefkat ve merhamet karşısında şaşıran bu zavallılar yüzlerimize tuhaf tuhaf bakıyorlar, içlerinde bulundukları sıcak muhite inanamıyorlardı. Yaralarını sarmak için malzememiz ve bilhassa sargı paketlerimiz yoktu. Bu bedbahtların yarasını sarmak için bataryam kahramanlarından bazıları, sanki kendilerini öğretilmiş gibi üst gömleklerini çıkarıp parçaladılar, onların yaralarını sardılar. Bazıları kaputlarını, bazıları ceketlerini çıkarıp, çıplak olan Fransız neferlerine giydirdiler. Büyük Türk neferinin gösterdiği bu ulvi cenap karşısında mütehassis olan esirler ağlayarak neferlerimizin boynuna sarılıyor, yüzlerini gözlerini öpüyordu.
www.turkulak.com sitesinden alınmıştır
Nebi ÜnlerKayıt Tarihi : 9.1.2015 08:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
MUSTAFA ERTUĞRUL Bir savaş bizi karlı dağlara attığı gün Bir Cengiz, Timur çıkar, bir Mustafa Ertuğrul... Günahımızdan daha çoktur sevabımız dün. Bir Fatih, Yavuz çıkar, bir Mustafa Ertuğrul. Davul zurna çalınca, savaş bizlere düğün Mehmetçiğin imanı, süngüsü çözer düğüm. Sarıkamış'da matem, Çanakkale de türküm, Bir Kemal Paşa çıkar, bir Mustafa Ertuğrul. Yılgın Yağmur barış hoş, demokrasi en özgün Şımarıp haddi aşan, tadına varır Türk'ün Düşmana kara toprak, haine ödül sürgün Bir Osman Gazi çıkar, bir Mustafa Ertuğrul. Adanasız, 09.01.15 - 08.48 Yılgın Yağmur DENİZ UÇAK GEMİSİNİ BATIRAN TÜRK MUSTAFA ERTUĞRUL Dünya Savaş Tarihinde Deniz Uçağı Gemisini Batıran Türk 21 Aralık, 2014 Mustafa Ertuğrul, dünya askeri tarihinde ilk defa bir deniz uçağı gemisini karadan dağ topu ile batıran Türk subayıdır. 1892’de Girit Hanya’da doğan Mustafa Ertuğrul, 1912 yılında Harp Okulunu topçu subayı olarak bitirmiş ve Çanakkale Savaşı’nda Anzak kolordusuna ilk taarruzu yapan kahraman 27. Alay’da savaşarak Osmanlı ve Alman madalyalarıyla ödüllendirilmiştir. Mezarı Antalya Andızlı mezarlığındadır. 2007 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Atatürk Parkı'nda anısına bir heykel dikilmiştir. İNGİLİZ DENİZ UÇAĞI GEMİSİNİ BATIRAN SUBAY Galiçya tepesine tayin edilen Mustafa Ertuğrul, 1916 yılında emrine verilen dört dağ topu ile Kaş’a gönderilir. 1. Dünya Savaşı’nın en sıcak günleri olan o dönemde resmen İtalya'ya bağlı olan Meis adası İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin denetimindedir. Çanakkale’de 5. orduyu komuta eden Alman General Limon van Sanders’in emri ile Meis adasının işgali için hareket edilir. Ancak bunun imkansızlığına kanaat getirilerek adayı transit liman olarak kullanmakta olan HMS Ben-My-Chree komutasındaki deniz uçağı gemisi ve mühimmat gemilerinin imhasını hedeflerler. Hedeflenen bu gemi, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve deniz uçağı taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir. Mustafa Ertuğrul, savaş tarihinde bir ilki başararak 7.7 inçlik dağ bataryası ile bu gemiyi ve yanında 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı 36 dakikada sulara gömer. Mustafa Ertuğrul bu anları şöyle anlatıyor: (27 Aralık 1916 13:00) Türk askeri cenge hazırlanıyordu. Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum. Meis, güzel bir pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu. Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor. Ateeeş… Nihayet saat 13.25’te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı. İlk grubun bir mermisi gemiye isabet etti. Müteakip grubun üç mermisi birden geminin kıç tarafındaki küçük tayyare hangarına isabet ederek müthiş bir yangın yaptı. Benzin deposuna isabet ettiğini sonradan öğrendiğimiz mermilerimizden çıkan yangın o derece çabuk büyüdü ki gemi baş toplarını bize çevirdiği halde ateş etmeye imkân bulamadı. Mürettebatın bir çoğunun denize atlayarak kaçtıkları görülüyordu. Koca gemi karşımızda homurdanarak yanıyor, yavaş yavaş yaralı başını denize sokuyordu. 36 dakika süren fasılalı ateşimiz karşısında fazla dayanamayan Ben-My-Chree baş tarafından denize gömüldü. FRANSIZ SAVAŞ GEMİSİ PARIS II AVİZOSUNUN BATIRILMASI En önemli gemilerinin batırılması ile öfkelenen müttefik deniz kuvvetleri, Türk kıyılarını sürekli denetim altında tutmaya başlar ve zaman zaman bombardıman yapılır. Sabrı taşan Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135. Alay Komutanı Alman yarbaya kabul ettirmeye çalışır: Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya’yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu’na (şimdiki adıyla Antalya nın Kemer ilçesi) gideyim. Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim. Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım. Türk askerlere kumanyalarını dağıtmakla görevli yelkenlileri yakalayarak sürekli erzağa el koyan Fransız savaş gemilerine, Mustafa Ertuğrul, yem olarak bir yelkenli gönderir. Fransız kruvazörü Paris II, bu yelkenliyi Ağva Koyu’nun içine kadar izler. Koya girmesiyle birlikte Mustafa Ertuğrul’un bataryası ateşe başlar. 18 dakika içerisinde Fransız Kruvazörü Paris II, denize gömülür. Mustafa Ertuğrul’un bataryası 145 atıştan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar başarılı olmuştur. Gemideki yaralı askerler Türk askerleri tarafından kurtarılır ve Türk dostu olması ile ünlü olan Pierre Lotti’nin yeğeni Yüzbaşı Rolen bu durum karşısında “Gıyaben sevdiğim bu asil milletle şimdi tam karşı karşıyayım. Sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum” der. Mustafa Ertuğrul ise bu durumu şöyle anlatıyor: ... Esirlerin içinde gemi süvarisi bahriye erkan-ı harp teğmeni ve Fransa'nın tanınmış muharrirlerinden Rolen ve sevdiği köpeği Mastik de vardı. Sahile çıkan esirler bitkin bir halde olup, 13’ü yaralı idi. Yaralıların ihtimamla yaraları sarılarak köye nakledildi. Azami şefkat ve merhamet karşısında şaşıran bu zavallılar yüzlerimize tuhaf tuhaf bakıyorlar, içlerinde bulundukları sıcak muhite inanamıyorlardı. Yaralarını sarmak için malzememiz ve bilhassa sargı paketlerimiz yoktu. Bu bedbahtların yarasını sarmak için bataryam kahramanlarından bazıları, sanki kendilerini öğretilmiş gibi üst gömleklerini çıkarıp parçaladılar, onların yaralarını sardılar. Bazıları kaputlarını, bazıları ceketlerini çıkarıp, çıplak olan Fransız neferlerine giydirdiler. Büyük Türk neferinin gösterdiği bu ulvi cenap karşısında mütehassis olan esirler ağlayarak neferlerimizin boynuna sarılıyor, yüzlerini gözlerini öpüyordu. www.turkulak.com sitesinden alınmıştır
TÜM YORUMLAR (1)