Mustafa Emre Gökdal Şiirleri - Şair Must ...

0

TAKİPÇİ

29 Temmuz 2004’te, şairlerin nefes aldığı, kelimelerin hüküm sürdüğü edebiyatın kadim başkenti Kahramanmaraş’ta, güneşin dünyayı en içten kucakladığı bir yaz gününde hayata gözlerini açtı. Zihni, mühendisliğin ve sayıların mutlak gerçekliğiyle inşa edilse de; ruhu, doğduğu toprakların mayasından olsa gerek, daima şiirin o efsunlu ikliminde nefes aldı. Mustafa Emre Gökdal; görünenin ardındaki duyguyu, sayıların ifade edemediği hasreti mısralara dökerek, profesyonellik iddiasından uzak ama samimiyetin tam merkezinde bir yolculuğa çıkmıştır. Bu sa ...

Mustafa Emre Gökdal

Kapandı kapılar, sürgülü bahtım,
Yıkıldı gönlümde kurduğum tahtım.
Ne yarına heves, ne düne ahım,
Bir kuru selamın gelmiyor artık.
Duvarda resminle konuşur oldum,
Sarardım dalımda, açmadan soldum.

Devamını Oku
Mustafa Emre Gökdal

Soğuk vurur camıma bu yaban ellerde,
Ne bir tanıdık yüz, ne sıcak bir ses var.
Gözüm dalar gider o tozlu yollarda,
Akşam olunca içime kor gibi hasret yağar.
Şimdi memlekette bacalar tütüyordur usulca,
Ana kucağı değil, buz tutmuş duvarlar sırdaşım.

Devamını Oku
Mustafa Emre Gökdal

Bir yangın ki sînemde, cehennemden nişâne,
Yanar durur bu canım, kül olur tane tane.
Sen bir buzdan saraysın, ben kapında divâne,
Yıkarım şu cihanı, ararım bir bahane...
Gözlerin bir mühürdür, dudağımda sükût var,
Varlığın bir cennetse, yokluğun derin mezar.

Devamını Oku
Mustafa Emre Gökdal

Sustu bütün şarkılar, notalar kan revan,
Yokluğun bir çığlık, duyulmaz mı hiç oradan?
Hangi makama sığınsam, hüzün çalar her telde,
Sen gidince lal oldu, şiirler de diller de.
Gönlüm dar bir zindan, ruhum sıkışmış kafeste,
Ömrüm tükenip gidiyor, sensiz, yavaş, aheste.

Devamını Oku