Karanlık, damar damar akarken renklerin içinde
Vurulur gece, bir neşter gibi renklerin göğsüne
Aralıktan sızan soğuk rüzgarlar yaşatıyor sanki zihnimdeki buzul devrini
Kendine bir in bulabilmiş bir kaç fikirle ısınan yüreğimin üstüne
Fikrin ateşiyle eriyen bir sarkıttan,çin işkencesini andıran soğuk damlalar düşerken
Sen aldanma kararmış o göğün uğultusuna
Berrak damlaların sevinç şarkısıdır o
Sen aldanma parıldayan o güneşin aydınlığına
Binlerce asırlık bir yangının ruhudur o
Sonbaharın sararmış yapraklarında doğuyor güneş
Ölüme gebe bir doğumun rengi yaprağın üstünde
Gafilce bir uyku var kahveye çalan yaprağın üstünde
Kerahat rüzgarları savuruyor bir yerden bir yere
Delicesine..
İpil ipil yağan yağmurlara değen gözlerinden
Dökülür en güzel nağmeler
Ve yankılanır yemyeşil vadilerden akan derelerden
Gaflete düşer mahiler o berceste besteden
Ne kanca yakar canını ne de iğneler
Boğulur karada kederinden
Ben bir yangının bağrında üşüyen kül
Sen toprağın şakaklarında yeşeren kırmızı bir gül
Sıcak bir gülüşle irkilir gece
Işığın neşteri keserken karanlığın düğümünü
Göz bebeklerin henüz doğmamış, düşler aleminde
İçımde kopmuş bir kıyametten geriye kalan sessiz bir boşluğun efsunu
Dışımda yaşamın o rengarenk tılsımı
Kapkara bir zemherinin ortasında bembeyaz kar taneleri gibi eriyor ömrümün saniyeleri
Buz gibi bir yaşamın alevli hicranıyla
Doğuyor güneş her sabah umudun tan yerinden
Ay ve yıldızlar bir bir kaybolurken gökyüzünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!