Dedim nedir bu çile çektiğimiz
Dedi Tanrı verir derdin devasını
Dedim var mıdır bir çıkar yolumuz
Dedi gelir elbet her şeyin zamanı
Dedim neden sürekli ağıt keder
Öğretemeyiz şerefi ilimle, irfanla;
Seni üstün kılan kudret kanında olmalı.
Çıkılmaz yola bir heybe dolusu imanla;
Yön belirleyen nereden geldiğin olmalı.
Misafir olacaksın Tanrılar sofrasına,
Bir elimiz duraksız şiir yazar;
Diğeri kalır hep düşman boynunda.
“Hayat çelik kollarla atılan zar.”;
Muzaffer olsun yazılı alnında.
Bir gözümüz sınırda nöbet bekler;
Millet ölürken açlıktan cephede
Saraylardan konuşur efendiler
Kaldır kafanı ot bitmiyor yerde
Saraylardan dinlerler efendiler
Gör arkadaşım gör artık bu zulmü
Ne bahar yağmuru ne gül karası,
Ne bir karı ne de poyraz havası,
Tutmaz yerini saçların karası,
Gel de önünde divanlar kurulsun,
Ver emri, önünde kelleler kopsun.
Titretir gönülleri siyah botların sesi,
Tanrı Dağı’na yürürken o yiğit ordular!
Siler kulakların pasını zafer bestesi,
Selam durun! Açın kapıları bir gelen var!
Kahpe âcun kul olsun dava neferlerine
Ne vatandır burası,
Ne ülke, toprak bizim.
Tek damla yaş, yarısı
Değmez, sızlar hep içim.
Kaldı mı usda telaş?
Ne kardeştik “Kalleşle”, ne tuttuk tokmağını,
Ne çaldık hakkı “Eşitlik’le”, ne dimağını,
Ne kirlettik yüzü “Halk’la”, ne de bayrağını,
Komünist, Sosyalist sizin, Türkçülük bizimdir!
“Mülkiyet” diyip aldınız milletin aşını,
Okusalardı başta olmazdınız,
Yapmadıkları için baştasınız,
İnek sağılmak için yaratılmış;
O yüzden şimdilik baş tacısınız.
Düşünselerdi başta olmazdınız,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!