Asaleti bazen itte ararlar
Sadık mı diye onu elden sorarlar
Hepsi oturup bir karara varırlar
Yıkılır düzeni düşer dillere
Bir eşek var imiş miskin ve rüsvay
Zalim elinden çeker imiş ahu ile vay
Bazen kendi halini unuturmuş
Bazende çayra kurulur otururmuş
Gözlerin gözlerime baktığında
Kendimi tutamıyorum
Bir nisan yağmuruna dönüveriyor
Yalak yalak oluyor göz pınarlarım
Ve seni görüyorum, tatlı içten bakışlarını
Ve seni düşünüyorum derin derinden....
Niçin küskünsün ey Dilberi Şen
Yoksa sende bana çok kızgın mısın
Kaşların çatıktık yüzün gülmüyor
Ağlamaklı sesin niçin gülerken
İlk önce hanımdın şimdiyse zilli
Dumanlı yollarda hiç yürüdün mü?
Önün karanlık adımın yavaş olur
Boş hayal yerine sevgiyi düşün
Ummadık kişide cevherler olur
Gülün dikenine bülbül konmuş
Bir nisan yağmuru gibiydin ayçan
Serin ve berrak idin o günler
Üstüne sisler çöktüğü zamanlar
Yine çekerdi seni marur bir can
Hani bir zamanlar içten söylerdin
Seni nasıl sevsem bilmiyorum ki
Cevap arıyor dillerim bir türlü dönmüyor
Diyorum bir kardeş gibi sev onu
İçimden birileri dürtüyor sanki
Diyorum bir sevdalı gibi sev onu
Hemde ne sevdalı. Aşka susamışcasına
Bizim Haso bir gün dilekçe yazmış
Anlatıyor garip garip kendi derdini
Kalemi tükenmiş kağıdı bitmiş
Silgi silmez olmuş oy oy kendi derdini
Harfleri karışık kelime bozuk
Kandırma güzelim kandırma beni
İnsan ol ki sana saygı duyayım
Gönlün başkasında gözünse bende
Böyle dümen olmaz güldürme beni
Bazen lodossun bazen fırtına
Ne yorgan var ne keçe
Garibim yazmış bir dilekçe
Demişler sen bunu başkente götür
Aha şuraya beş bin lira yatır
Yatırmış paraya yatırmasına ama
Eli cebine zor gitmiş yana yana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!