Dünyanın en zor işi kendini arayan adam hakkında bir şeyler yazıp, söylemektir. Düz değildir çünkü o, başladığı ve bittiği yer yoktur, hatta başladığı ve bitiği diye tarif ettiğiniz yeri birbirine eklediğinizde onun gerçek spiralini oluşturursunuz. Mustafa Ceylan’da öyle birisidir. Her gün değişir. Her gün doğan güneşin aynı olmadığı gibi o da aynı değildir. Hatta ona dair yazmak, hatta yazmaya kalkmak, ilk cümlemde dediğim gibi, bilinmeyen bir şehirde kaybolmak gibidir. Elindeki harita farklı, şehir farklıdır. Sadece aradığın adres belli, ama ne adresi bulursun ne de ona götüren yolu. Aşk şiiri diye başladığı şiirde aslında bir de bakarsın ki o Antalya’yı anlatıyordur.
Uzun zamandır tanıyorum onu. Hatta yazdıklarını kendinden önce tanımıştım. Dünyanın yuvarlaklığını anlamak için ilkokul çağlarında verilen örnek gibi. Denizden gelen deniz aracının önce sesini, sonra dumanını, sonra bacasını ve sonra da kendini görürdük. Bu deniz cisminden kaynaklı bir durum değildir yalnız. Tamamen dünya ile ilgili fiziksel bir gerçek. Ceylanı da öyle tanıdık. O da bu “yuvarlak dünyada” yaşayan sağlam kalmış yolunda yürüyen bir şair, iyi bir dost, afacan bir çocuk olarak gördük. Önce yazıları, şiirleri, sonra uzaktan parlakça bir baş, sonra da kendisini cismane gördük.
Bu yazıyı yazarken “Neden Mustafa Ceylan Şiiri” idi başlık. İnsanlar neden Ceylan’ın şiirlerini okusunlar ya da okurlar. Ben aslında onu tanımadan önce bu yazıyı yazsaydım, daha farklı şeyler söylerdim. Ama şimdi kendisini tanıdık ve diyeceklerim değişti. Evet değişti. Dolayısıyla ben geçmişe gidemem, gitmekte istemiyorum. Oraya gidersem evet eski benim okuduğum bildiğim Ceylan’a ulaşırım ama bu sefer eskideki ben’e de ulaşırım ki, eski sayfaları ve yaraları yaşarım. Bu sebeple bugünkü Ceylan’ı tanıdığım Ceylan’ı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Halk şiirinin önemli bir kaynağı olan “Ayrılık” Ceylan’ın şiirlerinde de yerini almıştır. Ayrılık illaki sevgiliden olan ayrılık değil, bazen bir dosttan, bir sohbetten, memleketten, şehirden olabilmekte. Ayrılık temasının işlendiği iki farklı şiiri şöyledir.
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta