Bana ilham veren, burhanı ozan,
Ne yazık ki madde, arayı bozan,
Bağımız virandır, bahçemiz hozan,
-Şıra kaynatana sözüm yok benim.
-Bahçelerim bağım, üzüm yok benim,
Bilmezler davamı, sandılar hırdı,
Denmiyordu derdim, o bende sırdı,
Doğrultmak isteyen, illa ki kırdı,
-Kalbimi burana sözüm yok benim,
-Hep eğri yaşadım, düzüm yok benim,
Çok sözüm var amma, dinleyenim yok,
Gönül tellerimle inleyenim yok,
Mücrimce yaşarım bilmeyenim yok,
-Vefalı dostlara sözüm yok benim,
-Kimsenin hakkında gözüm yok benim.
Cepler delik deşik, eller seyirci,
Biz devrin kendisi, onlar devirci,
Ruhumdan anlamaz ruhu nevir’ci,
-Azrail’e bile sözüm yok benim.
-Ölmeden aşkıma çözüm yok benim
Bir kez beli dedim, değişmez andım,
Ne aşkım tükendi, ne aşka kandım,
Sevda çöllerinde Leyla'ya yandım,
-Kerem’e Aslı’ya sözüm yok benim,
-Kül olmuşum artık, közüm yok benim,
Tek birden tevhitle almışız ferman,
Derdimin içinde gizlidir derman,
İyiyi kötüyü yapmışız harman,
-Nodullu mesese sözüm yok benim.
-Hep eğri yaşadım, düzüm yok benim,
Kıyamet de ne ki, çok geldi geçti,
Canımız eceli ölmeden içti,
İdris Nebi geldi hüllemi biçti,
-Bunu bilmeyene sözüm yok benim.
-Küllisi Hak oldu cüzüm yok benim,
Yaralı yârinden almış yarayı,
Ona mesken olmuş gönül sarayı,
Ben mihnet yüzünden açmam arayı,
-Ben kulum şahıma, sözüm yok benim.
-Özüne dalalı, özüm yok benim,
Mustafa Yaralı
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 13.2.2013 00:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!