Yaşayanın hayatı sorulmaz.
Son kez seyre daldım sevdiğimi
Gözleri artık yağmurlu ve karanlıktı
Anladım ki akşam gözlümdü artık
O gözlerin gündüzünde can bulan beni
Ayrılık akşamları gizlemiş gibiydi içine
Mazide unuttuklarımı hatırladım.
Sen yoktun içinde
Mazide döktüğüm yaşlara baktım.
Başkası yoktu içinde
Derdim var diyenler vardı.
Yeniden sevilen kalpler nazlar taşır
Eski acılar yeni tövbelerle anlam taşır
Bursa uzun zaman sakladı günahları mı içinde
Şimdilerde yeni yılın ilk sabahı gibi buralar
Heykelden Ulu camiye bir telaş var
Yağmurlar iste benden sevgilim
Yağdırmazsa dualarım yağmuru
Gözyaşlarımı akıtırım pencerenden içeri
Bir ömür ağlarım
Yaşlarımın tükendiği noktada da
Gözlerimi oyar kanlar ağlarım
Bir inandık ki yalanlara
Kısa kaldık ölüm gidiyoruz
Bir geldik ki çilehaneye
Kalbi yaktık aşk gidiyoruz
Bu toprak bir parça gül istiyor sinesinde
Sende gül bitmez diyorum
Mahir değilsen sinemde gül yetiştirmeye
Sinemden de uzak duracaksın diyor gülden de
Seni alıp götüreceklerinden korkuyorum
Aşkın sensizliğini anlatıyor anlıyorum
Gündüz bırakırken geceye yerini
Yağmur bulutlara bestelerken ayrılığı
Mutluluk acıyı da bilmek gerek derken
Yine de seni sevdiğimi hatırlıyor
Kendi işime sana bakıyordum
Zindana attılar beni
Sevecekken kuşları
Islanacakken delicesine yağmurda
Güller bahçesi armağan edecekken sana
Zindana attılar beni
Seni konuştular seni sustum
Seni konuşmasını bilemedim seni sustum
Benliğim ile sen oluyorum
Gözlerinin derinliği kalbinin geniş sevgi evi
Senken bile koymuyorum kalbine beni
Senken bile düşünmüyorum beni
Cenazemde yeşil gözlü bir kimse olmasın
İsmi o olan kimseyi de istemiyorum
Benim kadar seven bir kimsede olmasın
Benim gibi sevilmeyenlere mezarım açık
Saçları onunki gibi dalgalı siyah bir kadın görmesin toprağım
Ağlayanım az olur biliyorum ama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!