Haberin olmadan seni sevmenin tadını,
kimse benim kadar bilemez.
tesbih taneleri gibi, kırılmış,saçılmış
düşlerimde topluyorum yüzünün silüetini,
her zerresinde sen varsın beyin hücrelerimin,
her zerresinde sen, istanbul'un.
Nerde kaldın be ilk bahar,
Gözümüz yollarda kaldı.
Varsa huzur, bilinir, sende var
Ruhumuz huzura hasret kaldı.
Erisin artık Hazar’ın karları
Merhaba uzaktan gözüken kara yolculuk,
Elveda sevgilim
Merhaba bir başka şehir,
Bir başka alem.
Elveda birtanem
Merhaba başka garlar, istasyonlar
Ne zaman kurşunileşse gökyüzü,
Hep o, dolgun kalçalı kadının
Hayal-meyal silueti belirir gözlerimin önünde,
İri göğüsleri ile yürürken,
Siyah etekleri o bunaltıcı havayı silip,
Benimle bir ömür der gibi,
Alıştım artık, uykusuz gecelere
İnan en yakın dostum,şimdi yalnızlık
Bundan sonra sürünsem de yerlerde
Gelme sana ihtiyacım yok artık.
Savrulur usturanın keskin yüzü,
Bir hoyratın şahdamarına,
Simsiyah asfaltlarda oluşur kan göletleri
Tespih taneleri gibi dağılır hafızadaki isimler,
Ve bükülür gözbebeklerinde meçhul bilekler.
ÇALARSA KAPINI
Çalarsa kapını,
Gecenin ilerlemiş saatinde,
O esmer hüzün,
Takılır tavanda sabit bir noktaya,
SEN BAŞIMIN EN ZONKLAYICI AĞRISINDA
Sen başımın en zonklayıcı ağrısında,
En belalı gangsterlerin,
Ellerindeki silahtan çıkmış,
Bir kurşun gibi beynimin içindesin.
Vücudumun en ince noktasına kadar,
Sen şimdi çoktan uyumuşsundur,
Bak ben hala uyanığım.
Senin saçların yelken açmış gibi
Çiçek desenli yastığına
Benim kulaklarımda fosur-fosur bekçi düdükleri
Sen,
Gözkapaklarımın arkasına saklanmış,
Akmaya mahkum, iki damla yaşsın.
Ha aktın,
Ha akacaksın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!