Dilim hep, dilim-dilim; düşmem vehme yeîse,
Yazmayı zevk blirim, uyduruk olmaz ise! ...
Zannetmeyin, dilimde zerre fobim var benim;
Olsa-olsa, gönlümde, dile hobim var benim! ...
*Dün akşam Sitede uğradığım Gönül Dustları âdetâ aşk ile sevda kesilmişti Ben de nefesten kesildim! Ve bu sırlar ilham oldu sevdalı gönüllerden bana*
============================================================
Keşke sevemeseydim diyecek gibi oldum
(Medeniyet, kültür, edebiyat dünyasında en köklü ve kadîm bir geçmiş ve irfan hayatına sahipken, sırf yeni nesillerimiz, bizim tarihi vebalimiz olarak, kültürün hayat damarları mesâbesindeki kökleri olan ve mânalarıyla nesillerden nesillere râbıta kurularak milletleri ebedileştiren kelimelerinin kırpılıp, cemiyetin hafızasından kazınıp atılarak (Bu bağı sürdürmek için, başka hiç bir şey kalmasa da zengin kelime hazinesiyle irâdedilmiş, Cumhuriyetimizin de bizzat bânisi ATATÜRK`ün eseri olan, sırf bu NUTUK tek başına yeterdi, uyduruğa tercüme edilip, kelimeleri unuttuturulmasa idi...) , bu gün eski eserleri okuyup anlamamakta haklı ve öğrendiği fransız kisveli `sel`li-`sal`lı uydurukçayı yegâne Türkçe sanıp histe müşterek olduğumuz ecdâdımızın eserlerini birlikte, ânında, mânasıyla idrâk edip içimize sindirmekten mahrum bıraktığımız güzîde genç nesillerimize, beni anlamasalar da, yine de hizmette son damla kanım helâl olsun diyerek tabiî lisanımla bir şeyler yazmaya çalıştım, ve düşündüm, doğrudan o eserlerden örnekler getireyim, yeni neslin seviyesinde yine de uydurukçaya kaçmadan açıklayayım (Bu uydurukça tâbirini TDK.`ya atfediyorum) , kendimce de yanı başında ya aynen, ya mânaca nazîre yazayım. Bu teslimiyetimle hoş görünüze sığınırım) ...
----
Bu gün, kütüphanemdeki edebiyata dair bizim veya önceki nesillerin eserlerinden, devamlı okuma îtiyâdım veçhiyle, rast gele okuduğum, *Ötügen-Söğüt* Yayınlarından *Büyük Türk Klasikleri*`nin 7. cildinden (Esrar Dede Dîvânı`ndan) aldığım (1) numaralı `Gazel`i size seçtim:
Mefûlü Mefâîlün Mefûlü Mefâîlün
Hân-ı Hânân virdi ile geçti beyhûde ömür
Olur muymuş Yektâ'sız vird ferdâya bakan umur
Pendik; 27 Ağustos 2006
Bir rüya idin sen Anadolu'nda
Peri Padişahı Ülkesi gibi;
Kavuşma hayali umut ufkunda
Bir gün gerçekleşti keramet gibi,
Gerçi rüyâ bitti; seni buldum da! ..
Geçmişimizle ilişiği kesmemek, onları okumak, okuyarak daha da tanımak, bilmek en güzel saadet tadlarımdan.. Şiir âlemimizde de eskilerin, yeniler kadar tadı var bende.. Onlara nazîre de ayrı zevk!
----------------------------------------------
Bu şiir Fikret'ten bir Nezîr'e:
-------------------
Gönül halvet için dostu gözetir;
Dostu dosttan bilip öğrenmek de var!
Meşki dostta bulup, irfan üretip,
Anlar; sükûnet dost nefesinde var!
Bir gönül ehlinin gönlüne gir bak,
Bu cüceyi devlerin
Gölgesinde görmeye
Siz kâfisiniz ama;
Bir de, zirve insanla
Zirveden bakın bana! ...
Mustafa Benkli
Paraya bir değer veren kişiye
Dostlar sorar durur: Bu sevgin niye?
- Değersize muhtaç olmayım diye!
Bu söz ordan kaldı bana hediye.
Baktım her dost denen dost değil gibi!
İçimde, derinden bir özleyiş var;
Hasret mi, sılâ mı, ne bunun adı?
Bâzen, bir burkuntu, bâzen, iç açar;
Kasvet mi, sevinç mi, ne bunun adı?
Gönlümde, tâ içten bir bekleyiş var;
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar Alem-i İslam'a hayırlar getirmesini dilerim sevgili üstadım şiirinizin altına yorum yazmak haddim değildir
Biraz düşünüverseniz ey fâil-i zıvâne
Mâsum hiçbir şey kalmadı paylaşmadık ortada
bu iki dize sayfalarca yorumlansa bile hakkıyla yo ...
Mustafa Benkli, güçlü ve usta bir şair. Edebeyatla geçmiş koca bir ömür. Bus eserlere miras kalmalı tarihe. Bu güzel şiirleri yazdığı için tebrikler ve başarılar. Yüreğine ve kalemine sağlık. Gündüz yayınevinin 500 kişilik dev yazar ve şair kadrosuna katılmasını arzu ederiz. Onunla daha da güç kazan ...
Saygıdeğer Büyüğüm Mustafa Benkli Beyefendi Hakkında Ve Huzurunda Bir Şey Söyleyip Yazabilmek Haddim Olamıyacağı Gibi, Nasıl Destur Deyip Dillerime Lal Çekerim Diye de Düşünürüm.!
Kıymeti Kendisinde Eserlerini Okuyup Nasipleniriz İnşallah..
Sevgim Saygım Kabul Olan Dualarımla Selamlıyor ...