Koydum bilyeleri bilye üstüne
Devrilip devrilip dökülür oldu
Bir dileğim vardı umut dağında
Sis çökmüş dağlara orada kaldı.
.
Umudum güneşle gelir sanırdım
Umut, ışık vardı senin yüzünde
Hile yoktu senin arı sözünde
İnsanlık, uygarlık hepsi özünde
Uygarlığa çivi çakmak isterdin
Çalışkanla, tembelleri seçerdin
Ağlayarak geldi çocuk dünyaya
Dışa borcundandır, ona yorarım
Yolunda yığılı taş ile kaya
Belkide bundandır, onu sorarım
Büyüdü ilinde, yolun boyunda
KORKUYLA DAĞLAR ERİMEZ
Yetti be hemşehrim yetti
Biz ürettik, o tüketti
Malı alan çekip gitti
Gider ama aldım demez.
Fırsatı bulanlar yandaş korudu
İşsizlik, yoksulluk aldı yürüdü
Sonucunda çok değerler çürüdü
Çürümeye çare bulmamız gerek.
İşsizdir, çatal bilekli gençler
.
Kabarır kabarır ak köpüklerin
Ne kadar büyüksün, ne kadar derin
Yazında, kışında gitmiyor yerin
Ben sana bakmaya doyamıyorum.
Üzümü yiyip de koruk diyenler
Sansardan, samurdan kürkler giyenler
Fakir, fukaranın hakkın yiyenler
Bu saltanat böyle sürer mi dersin.
Kanatları kırık kuşlar uçamaz.
Sizde yok ilhamım ey kuru dağlar
Yüreğim sevgiyle hasretle çağlar
Beni memlekete dostlarım bağlar
Sende yok ilhamım ey Keşiş Dağı.
Ağacın yok, menekşen yok, gülün yok
Hakkı aramakla geçecek ömrüm
Yeri, göğü ara ara giderim
Önüme koymuşlar sayısız engel
Ben onları yara yara giderim.
Hakkı kutsal bildim, kendi yoluma
Hırsızın eli cebimde
çeksin diye bakamam ki
Soyguncunun ocağını
İki elimle yakamam ki
Yansın ateş tütsün ocak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!