Ben seni başka gördüm
Yürürken sen taşlı patikalarda
Fora verdi yelkenler derya saçlarında
Her adımında azdı dalgalar yükseldi sular
Tuzlu yellerinin sarhoşluğuydu bu
Ben seni başka gördüm
Yanmam derdinle, vermem ele zeval
Demem yüzüm elimde, ya git ya kal
Düşürmem önüme baş,yemem mecal
Bellidir yol, açık kapı, hoşçakal
Didinmem anılarda, ağartmam sakal
Mühim mesele de susana kırk katır
Başa gelen yangın da konuşana satır
Akıldır dilin üzengisi, tutan nece zattır
Bu kelama vesselam edilmez mi efendim?
Keraat-ın küçüğün, büyük olur gölgesi
Adım adım kayıyor gözlerim;
Hazar kadar mavi, ege kadar soğuk,
Karadeniz kadar hırçın gözlerine
Dalıp dalıp bakıyorum uçurumlarından;
Boğulur muyum söyle güzel
Ağustosun ortasında bir zemheri vurdu semaya
Gedikler yüreklere mezar, bülbüller ağlamakta
Yahya Kemal'in atlıları tecelli etmiş bir vücutta
Yaşı dolmamış şehittir bu toprakta jandarma
Ağustosun ortasında ben, ben değilim bugün
Taşlı yollarında koştum, yürüdüm
Seninle uyudum seninle büyüdüm
Suyunla kandım, toprağınla doydum
Çocukluğum, nesefim, kefenim memleket
Yağmuruna ıslanıp, gölgene sindim
Binlerce şiirin içinde aradım seni.
Parmaklarım milyon küsur cümlede gezdi.
Hasreti,sevdayı, yangın yeri yürekleri okudum;
Nafile...
Yazılmamış duygular ruhumun beslediği.
Sen ufuktan dönen güneşin kızı;
Kara gecenin içinden ben izlerim seni.
Buz gibi ömrümün en uzun yazı;
Bitmez kışların ayazında ben beklerim seni.
Sen dinmez pınarların serin suyu;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!