MUSTAFA SUNGUR AĞABEY
Bin dokuz yüz yirmi dokuz yılında
Karabük Eflani civarlarında
Tarih yirmi dokuz eylül sonunda
Dünyaya gelmiştir Mustafa Sungur
Tüm çocukluğunu yaşadı önce
Dinini öğrendi aklı erince
İlk okul çağına yaşı gelince
Okula gitmiştir Mustafa Sungur
İlk okul bitince kendi köyünde
Öğretmenlik vardı onun gönlünde
Kastamonu Gölköy Enstitüsünde
Yıllar geçirmiştir Mustafa Sungur
Okul dine karşı tavır alıyor
Öğretmenler kalbe şüphe salıyor
O tam şuurludur dindar kalıyor
Etkilenmemiştir Mustafa Sungur
Dersine çalışır başarılıdır
İyi dereceyle diploma alır
Öğretmen olarak hemen atanır
Eğitim vermiştir Mustafa Sungur
Bin dokuz yüz kırk beş, yaşı on altı
Evlenerek yeni bir adım attı
Bediüzzaman’ı biri anlattı
Duyunca sevmiştir Mustafa Sungur
Ahmet Fuat ile Safranbolulu
Keçeci Mehmet’le kesişir yolu
Kalbi hızlı çarpar heyecan dolu
Nuru öğrenmiştir Mustafa Sungur
Ahmet fuat, Mehmet efendileri
Tanıyınca dinler söylenenleri
Onlardan almıştır risaleleri
Çok değer vermiştir Mustafa sungur
Köy enstitüsünden mezun olmuştu
Öğretmen olarak hizmete koştu
Risale i nurun aşkıyla coştu
Mektup göndermiştir Mustafa Sungur
İzlenimlerini mektuba ekler
Gerçekleşmektedir bütün dilekler
Üstadı görmeyi hasretle bekler
Onu özlemiştir Mustafa Sungur
Kainatın büyük hoş hediyesi
Onun için olmak nur talebesi
Talebem denmektir bütün gayesi
Üstadı sevmiştir Mustafa Sungur
Üstad bir mektupta ondan bahseder
Risale i nurun kahramanı der
Küçük olduğundan bir başka sever
Kendinden geçmiştir Mustafa Sungur
Hizmetini övüp etmiştir takdir
Küçük kahramanım ifadesidir
Zamanı gelmiştir el öpmelidir
Görmeye gitmiştir Mustafa Sungur
Dokuz yüz kırk yedi eylül ayında
Yoldadır ülkenin zor şartlarında
Üstadla görüşür Emirdağ’ında
Özlem dindirmiştir Mustafa Sungur
Bir yıl sonra üstad tutuklanmıştır
Afyona giderek kucaklamıştır
Dönüşte uzunca mektup yazmıştır
Hapise girmiştir Mustafa Sungur
Altı aylık ceza aldığı için
Sonuna gelmiştir memuriyetin
Etkisi olmamış bu vaziyetin
Eyvallah demiştir Mustafa Sungur
Dokuz yüz kırk dokuz nisan ayıdır
Görevden atılmış, köyünde kalır
Üstadın yanına Afyon’a varır
Hiç üzülmemiştir Mustafa Sungur
Baba şikayete geldiği zaman
İkna etti onu Bediüzzaman
Olgunlaşmaktadır küçük kahraman
Çok şey öğrenmiştir Mustafa Sungur
Bu bir cilvesidir kaderin diye
Pişmanlık gösterip bakmaz geriye
İstemişti zaten böyle hediye
Murada ermiştir Mustafa Sungur
Dokuz yüz elli beş elli altı da
Yedek subay olup kaldı kışlada
Altı ay geçirdi il Ankara’da
Devam ettirmiştir Mustafa Sungur
Süreyi Samsun’da tamamlamıştır
Üstadın yanından ayrılmamıştır
Vasiyetnamede adı kalmıştır
Listeye girmiştir Mustafa Sungur
Çok kez tutuklandı bıkıp yılmadı
Kuran hizmetinden hiç ayrılmadı
Üstaddan ders aldı tam uyguladı
Sevmiş sevilmiştir Mustafa Sungur
Üçü erkek dört kız yedi evladı
Onun hizmetine engel olmadı
Dershaneler gezdi ülke taradı
Öğütler vermiştir Mustafa Sungur
Üstadından sonra geçmiştir öne
İşaret etmiştir hep aynı yöne
İtiraz edenler çıktı sözüne
Taviz vermemiştir Mustafa Sungur
Nurcular dünyada güçleniyordu
Şer güçler hizmeti istemiyordu
Birileri çıkıp bir plan kurdu
Kendini germiştir Mustafa Sungur
Nur cemaatinde ayrılık oldu
Onun aklındaki hep nurlu yoldu
Bazen hasta oldu bazen yoruldu
Ümit kesmemiştir Mustafa Sungur
Rnk kuruldu o karşı çıktı
Meşveret kararı gönlünü yıktı
İftira edildi yaşamdan bıktı
Fakat küsmemiştir Mustafa Sungur
Bediüzzamanın talebesidir
Risale i nurun gerçek sesidir
Hizmeti sürdürmek tek gayesidir
Yolunu seçmiştir Mustafa Sungur
Yirmi kasım günü Tv de haber
Yoğun bakımdaymış kendisi meğer
Tüm nurcular için en büyük değer
Çok önemsenmiştir Mustafa Sungur
Şeker hastasıdır tansiyonu var
Doktorlar derdine çareler arar
O hizmet etmiştir son ana kadar
Gayret göstermiştir Mustafa Sungur
20.11.2012
Acil şifa versin derdine Mevla
Biz destek olmuştuk dilde duayla
İki bin on üçe otuz gün kala
Durumu sezmiştir Mustafa Sungur
Rüyada babası, ona git, demiş
Diyanet işleri başkanı gelmiş
Odasına girip görmek istemiş
Karşılık vermiştir Mustafa Sungur
Tarih bir aralık doktorlar şaşar
Yoğun bakımdadır gözünü açar
Başkanın yüzüne şöyle bir bakar
Selam söylemiştir Mustafa Sungur
Dilinden çıkmasa cümleler bile
Görenler şahittir yaşanan hale
Can çıkmadan önce kalp gözü ile
Bir şeyler demiştir Mustafa Sungur
Kuran hizmetini emanet eder
Diyanet işleri üstlenmeli der
Dünyadan ahrete huşuyla gider
Canını vermiştir Mustafa Sungur
Seksen üç seneyi iki ay geçti
İki gün sonrası şerbeti içti
Üstadın yanına geçmeyi seçti
Bir gün beklemiştir Mustafa Sungur
İki aralıkta pazar günüdür
Fatih Camiinde herkesi görür
Nurcular omuzda onu götürür
Kefeni giymiştir Mustafa Sungur
Eyüp Sultan olur ayrılma yeri
Onu defnederler nur şakirtleri
Sevdikleri koyup dönerken geri
Manen izlemiştir Mustafa Sungur
Bizler dünyadayız o berzahtadır
Peygamberimizle aynı saftadır
Üstadına hizmet anlatmaktadır
Bilgiler vermiştir Mustafa Sungur
Niğmetullah yazdı bildiklerini
Nurlarla doldursun Allah kabrini
Unutmayacağız hizmetlerini
Kalplere girmiştir Mustafa Sungur
Niğmetullah UÇAR
Antalya
02.12.2012
Kayıt Tarihi : 4.12.2012 09:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!