Musemmen Şiiri - Âşık Enver Gürkani

Toprak ihtiyaç duyar kışın bol beyaz kara
Bu sene ancak dağlar buründü çok az kara
Yokluğu yansıyacak elbette bu yaz kara
Bundan önce topraklar kavuşurdu güz kara
Lapa lapa yağarken gülüyordu yüz kara
Yürürken zorlanırdık gümülürdü diz kara
Güneş vurduğu zaman kamaşırdı göz kara
Pamuk gibi ben beyaz kalir idik haz kara

Kışın yağmur yok ise sıkar kurak toprağı
O zamanda çiftçiler eder ırak toprağı
Ancak çalı çirpiye  eder durak toprağı
Bol bol gıda vermezse netsin yürek toprağı
Belki kerpiç yapmaya taşır çırak toprağı
Sonra kimler diyecek gelin sürek toprağı
Hiç bir işe yaramaz artık bırak toprağı
Yararlanamiyoruz ne yazıkki biz kara

Hiç böyle geçmez idi  bundan önceki kışlar
Sıcak  olan yerlere göçerdi göçmen kuşlar
Böyle kurak giderse zor olacak her işler
Ne ekinler ekilir nede traktör işler
Yurdun bir çok yerinde hemde sıkıntı başlar
Azalır çok nimetler seyrekçe kaynar aşlar
Sıkıntıya düşerler mutlu olmazlar eşler
Umarım şubat martta kavuşuruz öz kara

Kışın çok kar yağmasa akmaz derelerde su
Merhem dahi kâr etmez olmaz yaralarda su
Buhar olur çekilir uçar karalarda su
Göllerde gölcüklerde kalmaz oralarda sü
Ederi çok yükselir yüksek paralarda su
Kayıp olur yok olur hemen aralarda su
Kimse bilebilmez ki şimdi nerelerde su
Bunun da nedenleri bağlı düpe düz kara

Yağmadığı yıllarda devlet girer zarara
Telafisi zor olur mümkün değil yarara
Bundan etkilenmekte nica fakir fukara
Yaşam çıkmaza girer imkan kalmaz bekara
Huzur kapıdan kaçar imkan verir efkara
Tansiyonu yükseltir etki yapar damara
Zarar üstüne zarar gelir yoktur akara
Gönlümüz razı değil hasret kalsın söz kara

Öyle bir hal alır ki damla damlatmaz pınar
Yaprakları dökülür kupkuru kalır çınar
Ne kuşlar yuva yapar nede şairler anar
O yeşilim yaylalar yaşanmaz hale döner
Işık yayan böceğin bile lambası söner
Yurtlar virane olur baykuş üstüne konar
Dikkat edilmez ise kuru ormanlar yanar
Kardelenler yok olur siler dağda iz kara

Eğer bol bol yağmasa durgunlaşır ticaret
O zamanda insanlar vermez maldan kefaret
Piyasada durgunluk başlar kalmaz hararet
Yediden yetmişine hızlı eder sirayet
Tam büsbütün zayiflar boşa çıkar dirayet
Yeşil yapraklı çamda kalmaz ufak zerafet
Yağmur gerekli ama esas karda marifet
Haktan dilek dileyin talip olun siz kara

Koyun kuzu çıkamaz kıra çayir çimene
Bir çok güzel nebatlar yenik düşer zamana
Ekilemez ekinler buğday gelmez harmana
Yüksek yüksek tepeler veda eder dumana
Karacalar geyikler uğramazlar ormana
Otu bulmak bir yana para yetmez samana
Âşık Gürkani derki el açalım Rahman'a
Erdirsin toprakları eski gibi tez kara