Gamdan özge yüküm mü var taşımaktan yorulduğum Kor mahzeni bir kalbim var ateşinden kavrulduğun Bir lüksüm oldu cihanda nefes alıp vermek gibi Bir de eskimiş şiltem var kenarından kıvrıldığım İçeceğim acı suymuş yiyeceğim kuru ekmek Benim neyime gerekmiş tohum atıp tarla sürmek Diktiğim fidan dalından ne mümkün meyve devşirmek O topraklar pek çorakmış çamurundan yoğrulduğum Ne sevilen gönlüm oldu ne tebessüm eden yüzüm Ne Hint kumaşı libasım ne de tumturaklı sözüm Çöken sisten fark etmedi ak ile karayı gözüm Gece gündüz bir tufanmış seylâbından boğulduğum Dinleyen bir şey fehm eder nazar kılanlar da görür Semaya tutunur eller ayaklar zeminde yürür Bunca telâşe içinde benim geçirdiğim ömür Bir hazan günüymüş meğer rüzgârından savrulduğum Kuşlar kanatsız uçamaz yılan kış günü çıkamaz Adı üstünde ya insan tek başına yaşayamaz Felek çok zalim olsa da bu kadar sille vuramaz Kavim kardaşım olaydı içlerinden doğrulduğum 30.11. 2011
İbrahim BülbülKayıt Tarihi : 1.6.2012 19:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!