Aşkı bilir misin ey feza?
Tarlasında gezmek o yârin
Nasılsa onun yolunda
Ölmek o yârin
İşte İstanbul senin tarlanda
Binlerce maşuk
Kalk git bedenim
Kargalar gibi her şeyin içine
Köşe bucak demeden sin
Kaldır tüm varlıkları yerin üstüne
Kalk git ayaklarım
Sabahları nurlanır
Avuçların kalbin gibi,
Dar gelir mutluluğun
İçinden taşar güneş gibi,
Yüzlerce binlerce şükreder kısmetin
En güzel talih benim diyerek umarım
Çocuktu
Bela aleminden kopup gelmişti
Anlamaya anlamlandırmaya ve oyun kurmaya
Kavrayıp küfrün ateşin
Ezer senin milletin unutma!
Haydar olur, efelenir
Selahattin olursun unutma!
Soyum, Karacoğlan soyu varsak
Aklım da dilim de söyler hak
Adımıza demişler farsak
Dön dolaş varacağımız yer hak
Halkta binbir ağız, binbir söz
Cennet mekan
Ey Abdülhamid Han
Bugün de haklı çıktın el'an
Zalime tek bir fırsat vermedin
Aksa'yı koruyor diktiğin aziz neslin
Budur işte, budur işte, burdadır fikrin
Şiir hecedir, şiir duygu
İlmek ilmek işlemek Hu'yu
Sanki bir ruya sanki oyun
Anahtarı kalp bu kuyunun
Yusuf da Yakub da ordaydı
Biz milletiz, burası vatan
Alamaz bizden
Her kurşun sıkan
Koruruz vatanı her zaman
Uyumayız hep nöbetteyiz
Her şey ama her şey
Hazırlanmıştır zıddıyla beraber
"Hak" olarak biçilmiştir
Hepimize herkesle beraber
Hasır gibi ilmek ilmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!