Biz günde bin kez tih çölündeyiz 
Ne bıldırcın kuşları görmüşüz göğümüzde 
Nede kudret helvasından bir tat var soframızda
Kızıl deniz en derişmen günlerini yaşarken gençliğinin
Turi sina sessiz sessiz kan ağlar göğsümüzde 
İnsan taş ve ateş eski dostları veylin
Saç ayağı olma özlemindeyken çıldıran alevlerin 
Zakkum gözlemcileri olsun dilencileri 
Ve dualarımız
Ayasofya ayasofya abartılırken 
Ve çocuklumuz 
hayellerle ayartılırken 
Ve yoksulluğumuz kokteyl kadehlerinde 
Ve ölü fiyatına ve kapalı zarf usulü 
Demokraik demokratik satılırken köle pazarlarında 
Biz oturmuş 
Firavun mezarlarının gölgesinde serinleriz 
Ve gün gelir dirilmek için
Bir yiğit Musa 
Ve bir asa 
Ve bir yedi beyza bekleriz 
Çağı gelipte 
Kitaba ve demire olan sevdaları hatırlayarak 
Sonsuza dek saldırmak sataşmak dalaşmak 
Ve vurmak varken 
Karnına karnına zulmün 
Nedendir böyle manasız 
Ve kavgadan uzakta yaşamak diyerek 
Bizi alıp götüren 
Bizi endülüs'e kudüse istanbula  götüren 
Cesur heybetli ve diri 
Ve gümbür gümbür bir erkeklik şöleni 
İçtiğimizi dosta düşmana ilan ederken
Dağlar hep böyle sıram sıram dağ olarak sürdüremiyecek ömürlerini 
Denizler böle sessiz 
Yıldızlar böyle teleşsız 
Ve siz yani sizler 
Yani ey zulüm ağaları
Artık seyredemiyeceksiniz 
Bir yiğit Musa 
Ver bir asa 
Ve bir yedi beyza bekleriz
Kayıt Tarihi : 12.11.2008 20:00:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!