Örs isen, sabit dur. Çekiç isen vaktinde vur.
sararken içleri gün batımı hüznü
leylak rengi alacasındayken gökyüzü
yürek kıyılarına vurur durur dalgalar
hülyalı nice gönüller gibi dil şâd olurlar
şimdi yum gözlerini suskunluğuna
avuçlarımda kumlarla geldim bak sana
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
evet tüm murada eremeyenlerin ortak dilinden ortak bir sesleniş bence, gönlü buruk yaşayanların,vuslata eremeyenlerin tercümanı,
yürekten kutlarım arkadaşım,tebrikler:)))
her yan suyu çekilmiş denizlerin kumları
beklerken sen bir kaşık suda fırtına kopmasını
kayıptır rüyalarda tek gözü bantlı, kolu kancalı korsanları
kâr say bundan böyle gözlerini güne her açışını
kucak dolusu çiçeklerle kum kokusu sarmış olacak yastığını...
/Murada erememiş gönüllerin sahilinde saklıdır beklenenler kum gibi.../
Ayrılıklar hüzünlerin gölgesindedir...Sözün bittiği yer gibi.Yine mükemmel bir şiir okudum değerli kaleminizden.Koptum gittim,şiirin içinde kayboldum.Sizi okumanın vermiş olduğu tat muhteşem,şiir mükemmel,duygular adeta akmış dizelere,bende tadını çıkarta çıkarta okudum ve yüreğinize dualar ettim,sizi okumak bir harika efendim,saygılar sunuyorum,iyiki varsınız ve iyiki yazıyorsunuz.10 tam puan ve ant.
gitme n'olur
kal diyemem belki
vurdukça kıyılarıma azgın dalgalarıyla denizler
gel/git lerine tutulurum aşkın
her yanımı inceden çakıllar keser
GİTMESİN... GİDERSE ÇAKILDA KESİYOR BIÇAKT. SAYGILAR.
Dost şiiriniz hoş ve güzel bir şiir. Fakat şu uyduruk'lila' sözcüğünü kullanmanızı sevmedim. Onun karşılığı tonlarına göre mor, eflatun vb.dir. Leylak da denebilir.
Çok güzel bir şiir okudum o güçlü kaleminizden..Yüreğinize ve emeğinize sağlık..Gönülden kutluyorum..Hep sevgiyle kalın..Halim AKIN
sustursan da dillerimi haykırışlara
mürüvvetsiz gençliğimle zamansız kadran yolculuğundan
ve
döngülerin kısırlığından geldim der sana inatla
tutunsan da yelkovanın ucuna sıkıca savrulmadan
ıskalarsın akrebin iğnesini sanma aldanıpta
yorgun olansındır inan vakit tamamı vurduğunda
düşeceksin paslı çarklar arasına tutunamayışınla
aldığın rüzgar darma/dağın etmiş olacak
dağılacaksın damla damla
eskimiş resimler gibi her yanın solgun boya
renklerini canlandırmış olacak
gün ışığı olanca gücüyle yüzünü sardığında
umarsızlığı saklında tut
boşta beklet vuslatı
var say ki hepsi hiç olmadı
ne varsa sağlam kalmış, ruhunda unut
üstünkörü dokunuşu değildir mevsimlerin bu
zaman süpürgesi tararken itina ile kirpiklerini
düşecektir koparak bir bir donan çiy kristalleri
her yuvarlanışta çizgiler çekerek ilerleyecek şakakta
farklı bir resim olsa da her biri aynı tonda
her yan suyu çekilmiş denizlerin kumları
beklerken sen bir kaşık suda fırtına kopmasını
kayıptır rüyalarda tek gözü bantlı, kolu kancalı korsanları
kâr say bundan böyle gözlerini güne her açışını
kucak dolusu çiçeklerle kum kokusu sarmış olacak yastığını...
/Murada erememiş gönüllerin sahilinde saklıdır beklenenler kum gibi.../
*kiraz çiçeği*
Gönül Ersin Gürsu
Gönül Ersin Gürsu
GÖNÜL HANIM ;
geçliğin duygularına tercüman olan,olayları derinlemesine irdeleyen,emek verilmiş ve duygu yüklü yüreğinizin sesi olan bu güzel çalışmanızı beğenerek okudum..
kutlarım saygın kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi..tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz
umarsızlığı saklında tut
boşta beklet vuslatı
var say ki hepsi hiç olmadı
ne varsa sağlam kalmış, ruhunda unut
üstünkörü dokunuşu değildir mevsimlerin bu
zaman süpürgesi tararken itina ile kirpiklerini
düşecektir koparak bir bir donan çiy kristalleri
her yuvarlanışta çizgiler çekerek ilerleyecek şakakta
farklı bir resim olsa da her biri aynı tonda
her yan suyu çekilmiş denizlerin kumları
beklerken sen bir kaşık suda fırtına kopmasını
kayıptır rüyalarda tek gözü bantlı, kolu kancalı korsanları
kâr say bundan böyle gözlerini güne her açışını
kucak dolusu çiçeklerle kum kokusu sarmış olacak yastığını...
/Murada erememiş gönüllerin sahilinde saklıdır beklenenler kum gibi.../
hayatın neler getirip neler götyüreceği bilinmez...güzel..bir şiir..okudum...sevgiler...saygılar..hocam....
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta