Sistem içinde üretim yapıp ücret alan siz de ücretle canınızın istediğinizi alıyordunuz değil mi? İşte siz emek gücünüzü kaybedip; kaybedileni ücret, maaş, yevmiye, gündelik vs. olarak buluyordunuz! Bu tür bulmanın bir yolu da kaybedileni size, kaybedilen yerde arayıp buldurmak değil de, iz azdırıp kayıpları kaybedilmeyen yerde yani; ücret içinde; parça başına işte vs. oluşla güya kaybedileni buluyordunuz!
El mana düşüncesi bir sömürü, aldatma ve illüzyondu. Sizi El ile istiskaldi (El ile korkutup susturmaktı. Sizi El ile konuşamaz yapmaktı). Ve sahipliği olanlara karşı sizi, daima boynunuzda boza pişirir şekille uygun olmanızı isterdi. Sizi bu kıvamla tutmayı kotaran ve yöneten irade olmanın mana sistemiydi.
Üretim araçlarının, kolektif üretim yapma yeteneği (kolektif sağlatma işi); sürecin kendi köleci saltığı içinde yitirtildi. Yoksullaşma işi köleci mana anlayışı içinde oldu. Köleci adaletsizlik içinde olan adaletin gecikmesi süreci adaletsizlik oluyordu. Her düzenleme, mal sahipliği hakkına göre adalet oluyordu. Köleci adalet çalışana, boğaz tokluğu olmakla lütuftu. İşverenin size bayram hediyesi vermesiydi.
İşverenin size ikramiye vermesiydi. İşverenin sizlere ev ziyaretleri yapması olan hamiyet günümüzün lütuflardandı. İşverenin sadakasıydı. Köleci adalet; kolektif üreten ilişkiler içinde kolektife ait sahipliği ve kolektif üretim araçlarını, kimi kişilere rızk olarak verenin iradesiyle mal mülk sahipliği hakkıydı.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta