Ön ittifakları anlatan tarihin diline göre aşağı yerde oturan Sümerler iki bölge arası kesim alnının içine "yerden kalkıp" geliyorlardı. Ki, gökten gelecek olanlarla buluşa bilesinlerdi. Akadlar ve Kaldeliler de, yukarı yer olan gökten inip; kesim alanının içine Sümerler dediğimiz yerdekilerle buluşmak için “yere” geliyorlardı.
Kesim alanı günümüzdeki bölgesel ihtilafların silahtan arındırılmış olan yerleri gibi yerlerdi. Totem grupların da kendi bölgeleri arasında “eylemden arındırılmış olan güvenli yerleri vardı”. İşte buralar “eylemden arındırılmış bölgeler arası güvenli kesim yerleriydi”.
Erken dönemdeki ön ittifakların temsilcilerinin her biri kendi iskânları dışındaki; iskân bölgelerine bitişik kesim alanındaki buluşma yeri olan kesim alanlı merkeze doğruydu. Yani anlatım dili ifadesi içten dışa doğruydu. İskân merkeziden dışa doğru yönelme olan anlamı ifade eder olacaktı. Yani yapılacak eylemleri iskân mahalli olan gökten, yere doğru olmakla; gökten yere inme olacaktı. Diğerlerinin iskân mahalli de yer olmakla hareketleri yerden göğe doğru olup; yerdekiler göğe çıkacaklardı.
Bu durumda Akad dilinde Sümerler yerdekilerdi. Sümer dilinde de Akadlar göktekilerdi. Buluşma noktası olan kesim yerinin aşağısı yer; yukarısı da göktü. Buluşma noktasına göre yerdekiler aşağı yerden kalkıp, buluşma yeri olan kesim alanına geleceklerdi. Kaldeli ve Akatlılar; Elamlılar, Guttiler vs. de buluşma merkezli kesim alanı tapınağa göre; yukarı yer gökten inip kesim alanı olan buluşma merkezine gelecektiler.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta