Oligarşi birçok monarşin yapılardan oluşan, monarşiler birliğiydi. Oligarşi yapılı birliğin içindeki her bir El, oligarşi öncesinde kendi inanıcılarını oluşmuş, ahitle bir El sahipliğiydiler. Yani oligarşi içinde her bir El, kendi ahit sözleşmesiyle bir öyküydü. Ve El gruplarının gördüğü meslek ve yaşam şartları nedenle her biri bir, farklı şartlara haiz olan kölelik sözleşmesinin de sahibiydiler. Bu sözleşme efendi ve köle arasında olmakla köleci iman, ya da köleci sözleşmeydi.
Geçmişte kendi köleci deklarasyonunu yayınlamış olan El monarşisi, şimdi; oligarşi içindeki her biri farklı bir El sahipliği ile farklı El ahdi içerikli öykülerini; "tevhidin öyküsü" haline getirmelerine sıra gelmişti. Tevhidin öyküsü de “o tevhidin manifestosu” olacaktı.
Bu nedenle oligarşi içinde oluşan yeni kitlenin belleği üç aşamalıydı. İlki ilahi ortakların kolektif belleği. İkincisi tek ve mutlak irade olan kölece bağlılığa taat ile köleci El belleğiydi. Ve üçüncüsü çok sahiple yapı içinde beliren oligarşi tevhidi olan oligarşi tevhidi bellekti.
Oligarşi tevhitle olan bellek bu üç belleğin bir belirip; bir kaybolan firarileriyle oligarşin bellek içinde duruluyordular. Yani yeni öykü, bu üç bellekten oluşan öyküydü.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta