Mürekkep ve Deniz
Çağırsan beni sana yüzüm narçiçeği
Yüreğimi bastığın yere layık göremem
Ellerimi uzatsam başka bir kirli
Gözlerine baksam başka bir kirli
Kelimeler eksik, özrüm kabul olsun yeter
Şanındandır tebessüm, iyilik şanındandır
Uzaktan bak da geç dünyaya değer
Kalbimi örten şu kurşun gibi ağır
Korkulardan sonra kimsesiz kaçak
Soldukça soluyor karçiçeği
Vurdukça vuruyor eşyadan rüzgâr
Söndü sönecek yaktığım mum
İçimi deşiyor her uzaklık senden
Saplanıyor kalbime kör bıçak
Avcının peşinde, kanat/d’ım taş sularda
Kuruyan bir yanım var suyuna hasret bekler
Yangınımdan kurtardığım tek şeyi
Gece nöbetlerinde kuşandığım yolu
Bir yâr andı gibi unutmadım korudum
Şimdi yaklaşan korkulu bir kaçışın
Yadigârı diye denize döküyorum
“Ne ki mürekkep denize dökülmüşse”
Diye hüznümden neşe çıkaran
Bilsin siyah mürekkep artık deniz oldu
Yüreğim çöl, aklım kayıp bir deve
Özrümden başka armağanım yok
Sevinmen için döndüm kaçtığım yere
Kirli, siyah mürekkebin ne hükmü var
Merhamet adlı denizde
Kayıt Tarihi : 12.5.2008 22:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!