Dedi ki usta:
Dalacaksan derine
Kapağını aç
Deniz içine dolsun
Sordu
zamanın kölesi kum taneleri
umuda yuva boşluğu yokettikçe
ters yüz oldum
gece parçalı bulut ay hareli rüzgar lodos
bu gece yirmi iki kişi şiirden zehirlendi
abazalar limana döküldü teker teker
pezevenk balıkçılar tezgaha denizkızlarını dizdi
bir balıkçı kahvesine oturdum
Benim kapalı yüzüm
Benim kör yüzüm
Benim güzel yüzüm
Tanrıça heykelim
Sana kaç kere gözlerimi getirdim:
Beni bir gör bir gör beni
Saçlarından nostaljik bir şelale
süzülüyor kasabalar zamanından
salıncaklı hıdırellezlerden
kampus cimenlerinde gitarlı
dalgın şarkılardan
Henüz mayalanamadan
Etime bir bıçak girse
Beni bulamayacak
Beni öldüremeyecek
Kanımın hepsi çekilse
Ben öyle kefir mayası gibi
içimde aşk yanalı
somutla sırlandı aynam
ilk defa gördüm
benden içeri rengahenk
size nasıl görünüyorum
siyah beyaz?
Yanındakini alırken
Güzel kadının eli
Diğerini arkaya düşürdü
(Ah bir kez görseydi belki
Boşluğum da boşlukta yitmezdi)
Kesik kol
Baka dondu bedene
Kol, kol kadar kanadı
Beden, beden kadar
Ölümün mazgalına aktı
Bütün kanlar
Sudaki görüntülerin sesi beynimim içinde
Böyle olmalı
İnsanlar bu şiiri duymalı
Uyuşturucu almış
Ayın karanlık yüzü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!