Şahidim olsun geçmişe yasladığım kırgınlıklarım
Esmer hüzünlerin kirlettiği dünlerim,
Hazan vurmuş ağaçtaki son yaprak,
Nabzı çoktan durmuş hayallerim
Aşkı sana hiç anlatmamış kendin
Dayanılmaz yokluğun şahidim olsun ki
Yazmıyordu hiç bir kitapta
Bilmiyordum bu kadar acıtabildiğini
Böylesine paramparça bölebildiğini özlemin
Çırpınıyor damlalar gözlerimdeki bulutta
Büyüdükçe büyüyor hasretin
Sevdan beni del ‘eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
Doksan dokuz yaram vardı
Seninkisi yüz eyledi
Mevsim yazı kış eyledi
Yüklemsiz bir cümle gibiyim sensiz
Şekilsiz çarpık, aykırı
Anlamı yok hiçbir şeyin.
Elimde değil, gidemem senden
Nafile bekliyorum, bitmiyor gelmeyişin...
Sitemim kendime
Bir günahın yok senin
Özlem benim, hüzün benim, yara benim
Seviyorsam seni, sana ne bundan
Gönül benim, sızı benim, dert benim
Ne zaman uzaklara dalsam
Aşk üstüne çok şey söylendi belki ama her şey söylenmedi
Bendeki seni anlatabilmek için sana,
Yepyeni anlamlar yüklüyorum aşkı bilmeyen kelimelere.
Sen hoyrat bir rüzgar gibi geçerken
Varlığınla yeşermiş filizlerimin üstünden,
Ben küçük izler arıyorum,
Bir gün
Öyle bir baktın ki gözlerime
Ne kadar ışık varsa
Uzay zaman düzleminde
Doluverdi içime
Ben umuda evirdim o ışıkları
Kaleminiz kâvi olsun, aramıza hoş geldiniz.