Şimdilerde kanadı kırık bir kuş gibi
ne yana dönsem keskin bir bıçak gibi
batıyor yüreğime sana yenik düştüğüm yıllar.
Aşk bu kadar uzak iken,
sevgim bu kadar tükenmiş iken ve sen
gecemi aydınlatacak kadın bir gün geleceksin
Yok artık o eski aşklar, aşıklar.
Dedelerimizin, nenelerimizin anlattığı namus kokan,şeref kokan
başı örtülü aşklar.
Çeşme başlarında başlardı eski aşklar
Bazen bir düğünde halay çekerken,
bazen Hasan Ağanın tarlasında
''Ürkek bakışlı güzel bir bayana ithafen.''
Titrek bir kalemle çiziyor aklıma seni gece
Perde perde geçiyor zaman
utangaç ve çekingen
Kabus oluyorsun bazen
Karanlık bir odaya girip de kaybolmak
bir çölde buluşmak seninle zaman.
İhtiyarım,gencim bazen seninle
bazen kör
bazen de beş yaşında bir çocuk cebinde oyuncağı
elinde kalem olan.
Pay düşmez bana 21.yüzyılda sevdayı anlatmak
Ferhad'dan,Mecnun'dan ve Mem'den sonra
Lakin tarihi bilinmeyen zamanlarda acıdan,
hasretten ve sevgi sellerinden sonra katıldı adın aşk divanına
Öyle büyüdü ki,
öyle dillendi ki
Kara peçesini geçirince yüzüne bulutlar
Yağmurlu bir gecede ıslandı ellerimiz
Bozuk bir para gibi yuvarlandık kaldırımlarda,
tohum serpemedik aşk yağmuruna
fidan olamadık,ağaç olamadık.
Akmadı yanaklarından iki damla yağmur
Torba torba birikiyorum kuş konmayan penceremde
Dilimden dökülenleri aklıma kazıyorum
Zamansızca akıyor gözlerimden hüzün
Aramızda üç küs sıra üstüne oturup kilitlendiğim
Utangaç bir bakışın beni boşluğa atan
Geçmiyor gözlerinde zaman duruyor aylar, yıllar
Zaman su gibi akıp gitmişti,
yaslı ihtiyarın gözlerinin önünden
Tozlu raflardan çıkardığı siyah-beyaz
fotoğraflarda arıyordu,
çocukluğunun rengarenk yılların
Sonbahar ağaçları gibi birer birer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!